Image

“Fon hareketleri, katılımcılarımızın aktif olarak fon tercihinde bulunmadığını gösteriyor”

OKS kapsamındaki fon tercihleri ve süreçleri hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse; katılımcının sisteme dahil olmasıyla beraber ilk 2 ay katılımcının ağırlıklı katılma hesapları ve kira sertifikalarından oluşan risk düzeyi, düşük başlangıç fonunda değerlendiriliyor.


Sonrasında katılımcı kendi tercihiyle beraber standart ve diğer risk kategorisindeki fonlar da dahil diğer fonları tercih edebiliyor. Eğer katılımcı herhangi bir tercihte bulunmazsa, başlangıçtan itibaren 12 ay boyunca başlangıç fonunda devam edip sonrasında standart fona yönlendiriliyor.

Katılım Emeklilik özelindeki verilere baktığımızda katılımcıların yüzde 72’sinin standart fonda, yüzde 27’sinin başlangıç fonunda, yüzde 2’sinin ise atak ve agresif fonlarda olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar katılımcılarımızın aktif olarak fon tercihinde bulunmadığını gösteriyor. Sadece yüzde 2 oranında katılımcı fon tercihinde bulunuyor. Bu oran aynı zamanda gönüllü BES’teki yüzde 4-5’lik oranında da altında olduğunu gösteriyor.

Geçtiğimiz yıl Türkiye özelinde TL’nin dolara karşı geçtiğimiz yıllara kıyasla ciddi oranda değer kaybettiği ve volatilitenin zirve yaptığı dönemlere şahitlik ettik. Döviz ağırlıklı fon tercihinde bulunan katılımcıların bu süreçten olumlu yöne etkilenerek getirilerini yüksek seviyelerde arttırdıklarını gördük. 2018’e iki tarih arası getiri olarak baktığımızda sektördeki döviz fonların ortalama yüzde 30, altın fonların ise yüzde 37 oranında katılımcısına getiri sağladığı görülmektedir. 2018 genelinde yaklaşık yüzde 14’lük negatif performans gösteren hisse senedi fonlarının ise 2019’da sadece 2 aylık dönemde yüzde 15,6’lık pozitif performans gösterdiğini görüyoruz. Piyasadaki volatilite aslında bireysel emeklilik katılımcılarına ciddi oranda getirilerini arttırma fırsatı sunmaktadır. Bu fırsatlardan yararlanabilen katılımcılarında birikimlerini hızlıca arttırdıklarını söyleyebiliriz.  

Türkiye’de hem sigorta hem de finansal okuryazarlığın ciddi oranda düşük olduğunu gözlemliyoruz. Kısa bir süre önce faizsiz Bireysel Emeklilik Sistemi’nin öncü kuruluşu Katılım Emeklilik olarak Türkiye’de kamuoyunun sigorta okuryazarlığı düzeyinin ve sigorta bilgisini etkileyen faktörlerin belirlenmesi, Türk halkının sigorta, risk ve emeklilik ile ilgili konulara yönelik algısını ölçmek amacıyla ‘Sigorta Okuryazarlığı Araştırması’nı gerçekleştirdik. Halkımızın yüzde 72’sinin bireysel emeklilik ve özel sağlık sigortasının yarar sağladığını düşündüğünü gördük ancak sigorta sahiplik oranı hala yeterli seviyede değil. Genel anlamda tüm sigortaların hayatın her alanını güvenceye alabildiğini ve özellikle BES’in geleceğimizin garantisi olduğunu daha fazla anlatmamız gerekiyor.

Diğer taraftan düşük sigorta ve finansal okuryazarlık ile bireysel emeklilik fon tercihi daha da zor bir hal alabiliyor. Bu bağlamda fon piyasasının ortalama bir finansal okuryazarlığa sahip birisi için bile bazen karmaşık göründüğünü göz önünde bulundurursak, fonların daha anlaşılabilir hale getirilmesinin ve gerektiğinde kamuyu bilgilendirmek adına kamu spotlarının hazırlanmasının fayda sağlayacağını düşünüyorum.

Katılım Emeklilik ve temsil ettiğimiz sigorta sektörü olarak en temel görevlerimiz arasında; sigorta tasarruflarının artırılması, gelecekte oluşabilecek birçok finansal sorunun bugünden önünün alınabileceğinin anlatılması ve geleceği planlama ile sigorta ürünleri arasındaki organik bağın gösterilmesi geliyor. Fon getirilerinin düşüklüğü konusunda ise daha önce değindiğim üzere fon getirilerinin, doğru zamanlamalı fon dağılım değişikliği tercihleri yapıldığı takdirde ciddi bir fırsat sunduğunu belirtmeliyim. Sektörün başlangıcından bugüne kadar getirilere fon büyüklüğü açısından baktığımızda yaklaşık 15 senede nominal olarak yüzde 475’lik bir getiriden bahsedebiliriz. Aynı süreçte enflasyonun yüzde 282 oranında gerçekleştiği de göz önüne alındığında bireysel emeklilik sektörünün katılımcısına büyük bir getiri sunduğunu görebiliyoruz. Sonuç olarak doğru tercihlerde bulunan katılımcıların sektörde getiri sorunu yaşamayacağını söyleyebiliriz.