Image

“Sektörümüzün projeksiyonları 2023 odaklı ve buna göre 2023’te bireysel emeklilik pazarında 3 basamaklı emeklilik sistemi gerekleri ve toplumun ihtiyaçları kapsamında yapılacak iyileştirmeler ile fon büyüklüğü 400 milyar lira seviyesine çıkabilecek bir potansiyele sahip”

Bireysel Emeklilik Sistemi, 15’inci yılında belli bir doygunluğa ulaştı. Faizlerin yüksek olması ve ekonomik darboğazların yaşandığı dönemlerde kişilerin ilk başvurdukları aracın da bireysel emeklilik birikimi olması gibi sebeplerle sistemden çıkışlarda artış yaşandı. Biz yine de, bardağın dolu tarafına bakarak, 15 yılda 6,8 milyon katılımcıya ulaşan Bireysel Emeklilik Sistemi’ne karşın, otomatik katılım ile sadece 2 yılda 5 milyon katılımcıya ulaşılmış olmanın son derece önemli olduğu görüşündeyiz.


Otomatik Katılım Sistemi’nin başlatılması sistem açısından önemli bir mihenk taşı. Ancak kurgusu nedeniyle istediğimiz sonuçları elde edemedik. Otomatik katılımın daha iyi sonuçlar verebilmesi için ciddi revizyonlara ihtiyacı olduğu bilinen bir gerçek.  Bu açıdan Otomatik Katılım ile Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil olan katılımcıların sistemde kalıcılığını sağlayacak bir dizi revizyona ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bunların başında ise işveren katkılı modele geçiş geliyor. Dünyadaki başarılı otomatik katılım modeli örneklerinde işveren katkısı bulunuyor. İşveren katkısını, işverenlere ek yük getirmeden başlatmanın yolları olduğunu görüyor, sektör olarak yükün paylaşıldığı ortak bir model üzerinde çalışılabileceğini düşünüyoruz.

Ayrıca, piyasalardaki kısa vadeli dalgalanmalar emeklilik fonlarının getirilerini etkilese de uzun dönemde tatminkar getiriler sağlamak emeklilik sistemindeki tüm şirketlerin ortak amacı. Bu doğrultuda sistemin başladığı 2003 yılından bugüne regülasyonlarda da bu yönde birçok düzenleme yapıldı. Fonların performansları emeklilik şirketleri ve portföy yönetim şirketlerinin yanı sıra ilgili kamu otoriteleri tarafından da takip ediliyor ve gerekli düzenlemeler yapılıyor.  Emeklilik sistemi uzun dönemli bir bakış açısıyla algılanması gereken bir sistem. Ne yazık ki ülkemizde finansal piyasalar çok dalgalı ve ülkemiz piyasalarına yatırım yapan fonlarımızın getirileri de bu doğrultuda dalgalanıyor. Kısa dönemli performans takibi piyasaların kötü olduğu ortamlarda  sanki fonlar kötü yönetiliyor algısını oluşturuyor. Üzerimize düşen katılımcıların finansal okuryazarlığını artırarak daha uzun vadeli bakış açısını kazandırmak. Emeklilik sisteminin uzun vadeli bir sistem olduğunu, kısa vadeli dalgalanmalardan endişelenip sistemden çıkan katılımcının aslında ileride kazanacağı getiriyi kaybediyor olduğunun anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Son 10 yıla baktığımızda 10 yılın altısında emeklilik fonlarının ortalama yıllık getirilerinin enflasyonun üzerinde kaldığını görüyoruz.

Özellikle emeklilik döneminde yaşam kalitesini artırmak için tasarruf etmekten başka bir çaremiz yok. Yaklaşık iki çalışanın bir emekliyi finanse ettiği sosyal güvenlik sistemimiz, bugün dahi zorlanıyor. Bugün çalışanlar, emekli olduklarında, hayatlarını idame ettirebilmek için ihtiyaç duyacakları maaşın ancak yüzde 60’ını alabiliyor. Emekli olarak geçirilen sürenin ciddi anlamda uzamasıyla birlikte sosyal güvenlik sistemi üzerindeki artan yük, kişilerin hayat standartlarını koruyabilmeleri için bireysel tasarrufların ve tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin önemini artırıyor. Bu nedenle, tasarruf yaratmamız şart ve çözüm Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım’da…

Sektörümüzün projeksiyonları 2023 odaklı ve buna göre 2023’te bireysel emeklilik pazarında 3 basamaklı emeklilik sistemi gerekleri ve toplumun ihtiyaçları kapsamında yapılacak iyileştirmeler ile fon büyüklüğü 400 milyar lira seviyesine çıkabilecek bir potansiyele sahip.  Türkiye’nin iç tasarruflarını büyütmesi gerekiyor. Dünyada piyasaların dengelenmesi, piyasaların ihtiyaç duyduğu finansmanları bulması ve yaşlanan nüfusa hizmet etmek adına bireysel ve kurumsal emeklilik planları çok büyük önem arz ediyor. Bizim de ülke olarak bu alana yatırım yapmaya devam etmemiz gerekiyor.