Acentelerin haklı beklentilerini karşılayacak yapılarla ortaya çıktık
Acentelerin haklı beklentilerini karşılayacak yapılarla ortaya çıktık

Acentelerin haklı beklentilerini karşılayacak yapılarla ortaya çıktık

Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar; “Piyasaya çıktığımız günden itibaren hem internetten direk poliçe sattık hem de acentelerle birlikte yol aldık. Bu süreçleri kurgularken de sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ettik. Hemen hemen herkesle görüş alışverişinde bulunduk. Acente sözleşmelerimizi beklentilerin ötesinde oluşturduk.”

Quick Sigorta 1. yılını doldurdu. Bize ilk yılınızı nasıl özetlersiniz? Kuruluştan bu yana geçen süreçte Quick Sigorta hangi aşamalardan geçti?

Quick Sigorta 2016 yılının Mayıs ayında Hazine’ye başvurusunu yaptı. Hemen arkasından ülkemizde beklenmedik birtakım olaylar gerçekleşti. Darbe girişimi ve arkasından başlatılan operasyonlar süreçlerin çok temkinli ilerlemesine sebep oldu. Hazine Müsteşarlığı’nda da yönetim değişiklikleri oldu. Bu süreçlere rağmen biz 6 Nisan 2017 tarihinde hayat dışı tüm branşlarda ruhsatımızı aldık ve 12 Mayıs 2017 tarihinde ilk poliçemizi düzenledik. 1. yılımızda 750 milyon TL prim üretimi hacmine ulaşmış bir sigorta şirketi olduk. Bu, bugüne kadar Türk sigorta sektöründe çok görülmüş bir olay değil. Elbette bizden önce refiklerimiz oldu ve içlerinde iyi üretim gerçekleştirenler oldu ama bu tür rakamlara ulaşan bir yapıyı açıkçası ben hatırlamıyorum. Bu süreçte 1,5 milyon poliçe adetine yaklaştık. 6.500 acente başvurusu aldık ve şu anda 1.250 acente ile çalışıyoruz. Belirlediğimiz bazı alanlarda sektör birinciliklerine ulaştık. Bunlardan biri motosiklet trafik sigortaları. En başından itibaren bu alanda varlığımızı hissettirdik ve özel kampanyalarla, sosyal mecralarla bu alanı sahiplendik; 1. yılımızı doldurmadan bu segmentte 1. sıraya yerleştik. Onun dışında birçok branşta ilk 10’larda yer aldık, averajda da ilk 20 sigorta şirketi içine girdik. Bu dönemde piyasaya girmemiz, piyasada belli bir arz güvenliğini yaratmamız ve belki de bir tampon vazifesi görmemiz çok önemli bir etken oldu. Hem mevzuat düzenleyiciler hem de sigorta şirketleri tarafında açıkçası bir nevi arabulucu görevi gördük. Sektörün büyük bir kırılmayı yaşamadan sağ salim bugünlere gelmesinde etkili olduğumuzu düşünüyoruz. Bu sadece bizim fikrimiz değil, meslektaşlarımız ve Hazine tarafından da bize iletilen bir gerçeklik.

Quick Sigorta’nın dağıtım kanalları anlamında ulaştığı rakamsal büyüklükleri bizimle paylaşır mısınız?

Acente başvurularımızı ruhsat sürecinde başta klasik bir web sitesi üzerinden almaya başladık. Fakat o, ulaşmak istediğimiz yer olarak uygun bir yapı değildi. Oradan aldığımız başvuruları yeterince yönetemezdik. Poliçe tanzimiyle birlikte kendimize özgü yeni bir acente başvuru portalı oluşturduk. Bu portal üzerinden ne mutlu ki hala her gün başvurular devam ediyor. Bazıları içinde bulunulan konjonktürel durumdan dolayı bize bir talebin olduğu, bu talebin devam etmeyeceğini düşünüyordu. Hala yoğun olarak devam eden acente başvuruları bizi mutlu ediyor. Başvurular sigorta şirketinin belli bir dönem için acentelere sahip çıkmasından doğan bir talep değildi; talebi bizzat sigorta şirketinin kendisi yaratıyor. Türkiye’de bugün 16.477 civarında acente var. Sistemimiz bize anlık olarak TOBB’daki lisanslı acente sayısını gösteriyor. Tüm illerdeki acentelerimizi ve yoğunluğumuzu geliştirdiğimiz sistem üzerinden görebiliyoruz. Bunların içinden kaç başvuru geldiğini görebiliyoruz. 6.500 acente bize başvuru yapmış durumda. Biz bu başvuruların 1.250 tanesine acentelik tesciliyle karşılık verdik. Türkiye’nin 81 ilinde varız. Acentemizin olmadığı hiçbir il yok. Bununla birlikte Türkiye’de 957 ilçe bulunuyor. TOBB’a göre bu ilçelerin 700’ünde lisanslı acente bulunuyor. Biz bu 700 ilçenin 420’sinde resmi olarak varız. Hedefimiz yılsonuna kadar tüm ilçelerde var olmak. Tüm il ve ilçelerde resmi olarak var olacağız. Yılsonuna kadar acente sayımızı 2.000’e çıkarma hedefimiz var. Bunu hemen yapacak durumdayız, 6.500 başvuru hali hazırda elimizde.

Bunun dışında bir uygulama başlattık. Yeni lisans alan acentelere sektörde ilk olarak otomatik “Sektöre hoş geldin” maili atıyoruz, alternatif olarak da kendimizi tanıtıyoruz. Türkiye genelindeki genç acentelere ve girişimcilere yönelik bir kontenjan oluşturduk. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde insanlar acentelik almakta çok zorlanıyor. Sigorta şirketlerinin önemli bir kısmı Sivas’tan doğusunda pek bulunmak istemiyor. Girişimcilere ve öğrencilere acentelikler verdik bunları ayrıca takip ediyoruz ve destekliyoruz. 1.250 acente, 55 broker ve 1 banka ile çalışıyoruz. Şu ana kadar bu alanda henüz bir pazarlama yapmış değiliz. Bundan sonraki süreçte kendi segmentasyonlarımızı yapıp, olmak istediğimiz alanlarda spesifik hamleler yapacağız.

 

Dağıtım kanalı yaklaşımınızda acentelerin ağırlıklı olduğunu biliyoruz. Dağıtım kanalları ile ilgili yeni stratejiler belirlemeyi düşünüyor musunuz?

Quick Sigorta olarak “cepten netten acenteden” diye özetlediğimiz çoklu kanal yapısına sahibiz. Bu yapıda 2. fazımıza henüz geçemedik. O noktaya geçtiğimizde kendi ön yüzümüzde yani nihai müşteriye ulaştığımız yerde acentelerimizle birlikte yer alacağız. Bizim call center’ımız yok, amacımız direkt satış yapmak değil. Bu yüzyılda hiç kimseye dokunmadan, bir sigorta şirketine, bir sigorta aracısına dokunmadan kendi başına işini halledip online poliçe satın almak isteyen insanlara bu sektörün böyle bir hizmeti yok denmesini doğru bulmadık en başından itibaren. Biz Quick Sigorta olarak bu hizmeti sunuyoruz. Müşterilerimiz 15 civarı ürünü sistemimiz üzerinden satın alabiliyor. Bir soruları olduklarında müşterilerimizi acente ya da brokerlerimize yönlendiriyoruz. Bizim için uzman, danışman sigorta acentesi ya da sigorta brokeridir. Bununla ilgili köklü bir altyapı çalışması yapıyoruz. Acentelerimizi bizimle birlikte dönüştüreceğiz.

Proje bazlı bir şirket vurgusuyla sektördeki birçok farklı alana da eğildiniz. Quick Sigorta’nın acente yaklaşımı ve stratejisi ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Biz trafik ve kasko gibi oto sigortalarında kitlesel birtakım işler yaparken bunların dışındaki alanlarda da kendimizi bir platform olarak kurguladık; bunun için de hayat dışındaki tüm ruhsatları aldık. Proje odaklı şirket yapısı içerisinde teknolojik altyapımız sayesinde ürünlerimizi acentelerimiz ve brokerlerimizin hizmetine sunduk. Geçtiğimiz dönemde aslında aracıların en büyük probleminin müşteri bulmak değil, sigorta şirketi bulmak olduğunu gördük. Bu zorlukları kendimiz de yaşadığımız için biz anlayan, dinleyen, yorumlayan ve net cevap veren bir şirket olmak istiyoruz. Karşı tarafı dinleyip, anlayıp, gerektiğinde davet edip ilerleyen bir yapı olduk. O yüzden proje odaklı bir şirketiz.

Quick sigorta çoklu kanal yapısıyla ortaya çıkan bir sigorta şirketi. Piyasaya çıktığımız günden itibaren hem internetten direk poliçe sattık hem de acentelerle birlikte yol aldık. Bu süreçleri kurgularken de sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket ettik. Hemen hemen herkesle görüş alışverişinde bulunduk. Acente sözleşmelerimizi beklentilerin ötesinde oluşturduk. Sözleşmelerimize Sigorta Acenteleri İcra Komitesi’nin ortaya koyduğu taslak sözleşmenin de ötesinde maddeler koyduk. Dolayısıyla biz acentelerin haklı beklentilerini karşılayacak yapılarla ortaya çıktık. Gerçekten spesifik bir problem yoksa ya da suistimal yoksa ki; suistimal bizim en hassas olduğumuz konulardan biridir- biz acenteyi hasar primden dolayı sorumlu tutmayacağız. Eğer bizden bir teklif talebinde bulunulmuşsa biz o talebe bir teklifle dönmüşsek bunun sonucunda ortaya çıkan hasar prim bizim tarifelerimizle alakalıdır ve acentenin sorumluluğunda değildir. Bunun gibi birçok noktada acenteyi koruyan, kollayan uygulamalarla ortaya çıktık. Gerek hukuksal altyapı gerekse teknolojik altyapı açısından onların işlerini kolaylaştırmak adına bir vizyon belirledik. Acentelerle iyi bir noktadayız ama popülist bir yaklaşım içerisinde değiliz. Bugüne kadar acente örgütleriyle yaptığımız birçok toplantıda yeri geldiğinde belki de en sert eleştirileri biz yapıyoruz. Acentelerimizin ve sektörün hep birlikte doğru bir yöne evrilmesi için bir çaba içerisindeyiz.

 

Dergimiz aracılığıyla acentelerinize iletmek istediğiniz mesajlar nelerdir?

Şahsi olarak acentelerin son dönemlerde aynı konular üzerinde fazla patinaj yaptıklarını düşünüyorum. Onlarla yapacağımız çok daha fazla şeyler var. Eforlarını kaybetmemeleri gereken yerler, gereksiz yere takıldıkları bazı imgeler var ve oralarla fazla zaman kaybediyorlar. Bence onlarla uğraşmak yerine enerjilerini daha ileriye dönük, kendi potansiyellerini ortaya çıkaracak, kendi işlerini büyütecek projelere vakit ayırmaları lazım. Biz onlarla birlikte bunları yapabileceğimize inanıyoruz. Popülist politikalardan uzak durup aslında olması gereken, gitmesi gerekilen yollara gitmelerini tavsiye ediyoruz. Aslında acenteler şu anda hepimizden daha dijital. Müşteriler Whatsapp’tan acentesine bilgilerini atıyor ve poliçesi kesilip anında whatsapp’dan geliyor. Bundan daha dijital bir yol olamaz. Acentelerin çok büyük güçleri var, bunu ön plana çıkarmaları gerekiyor. Dijitalleşme ayrı bir yaklaşım, online satış ayrı bir yaklaşım. Biz dijital teknolojileri insanlarla aramıza makinalar girsin diye yapmıyoruz. Aksine insanların işini kolaylaştırmak için teknolojiden faydalanıyoruz. Uygulamamız üzerinden ambulans, çekici, eczane gibi yardımlar alabiliyorsunuz. Acentenin işini yaparken bu büyük bir kolaylık. Mobil uygulamamızın yeni sürümü yakında yayınlanacak. Türkiye’de ilk defa poliçenizi uygulama üzerinden satın alacaksınız, bunu yaparken acentelerimizle rekabet etmeyeceğiz. Acente kendi partaj numarasını sisteme kaydedecek ve müşterinin her işlemi acente üzerinden mobil uygulama ile yapılıyor olacak. Tüm bunları yaparken acentenin komisyonunda gözümüz olmadığını tekrar etmek isterim.

Röportaj: Zeynep Tütüncü