Bireysel tasarrufların artması refah düzeyi açısından önem taşıyor
Bireysel tasarrufların artması refah düzeyi açısından önem taşıyor

Bireysel tasarrufların artması refah düzeyi açısından önem taşıyor

Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki tasarrufların ülke ekonomisi için önemli katkıları olduğuna dikkat çeken emeklilik sektörü, dış finansman ihtiyacını azaltması, cari açığın düşürülmesi ve sermaye piyasalarının derinleşmesi için önem taşıdığını ifade ediyor. Türkiye’deki tasarruf oranının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla düşük seyrettiği gözlenirken, otomatik katılım ile birlikte çalışan nüfus üzerinde önemli bir tasarruf alışkanlığı sağlanacağı öngörülüyor

Türkiye’deki ortalama yaşam süresinin artarak 78 seneye ulaştığına ve bu sebeple nüfusun yaşlandığına dikkat çeken emeklilik sektörü, gelecekte yaşlı nüfusun yoğun olduğu bir ülke olacağımızı işaret ediyor. Emeklilikte geçirilen sürenin uzamasıyla birlikte sosyal güvenlik sisteminin zorlanabileceği tahmin edilirken, ikinci ve üçüncü basamak olarak uygulanan özel emeklilik planlarının gelecekteki zorluklar için iyi bir çare olduğu düşünülüyor.

Yaklaşık 7 milyon kişinin katılımcı olarak yer aldığı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde katılımcıların tasarrufları 58 milyar TL’yi aştı, devlet katkısı ise 8 milyar TL’ye ulaştı.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde bulunan tasarrufların ülke ekonomisine çok önemli katkıları olduğunu vurgulayan yöneticiler, tasarruf oranının artmasıyla birlikte yatırım finansmanı için dış finansman ihtiyacının azalarak cari açığın düşürülmesine ciddi faydaları olduğunu belirtiyor. Öngörülere göre BES’teki toplam fon tutarı başta bankalar olmak üzere özel sektörün ve kamunun kaynak ihtiyacını karşılama yolunda en önemli varlık haline gelecek.

Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki fonlar devlet tahvili, özel sektör bonoları ve hisse senetleri olmak üzere üç enstrümana ağırlıklı olarak yatırım yapıyor.

Gelecekte toplam fon tutarının daha da büyüyeceği göz önünde bulundurulduğunda piyasaların derinleşerek istikrar yaratacağı gelen görüşler arasında yer aldı.

Tasarruf oranımız gelişmiş ülkelere kıyasla düşük seviyelerde seyrediyor. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla içerisindeki tasarruf payına bakıldığında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yüzde 20 ve yüzde 30’ların üzerindeyken, Türkiye’de bu oran yüzde 15’ler seviyesinde görülüyor. Ancak yakın zamanda Türkiye İstatistik Kurumu’nun hesaplama yönteminde yaptığı teknik değişiklik ile birlikte bu oran yüzde 25 olarak kayda geçti.

Otomatik katılım sistemiyle birlikte tasarruf alışkanlığına yeni bir ivme geldiğini belirten sektör, çalışan nüfus ile birlikte tasarruf oranının daha da artacağını belirtti.

Geniş kitlelere ulaşmada ve bu kitlelerin tasarruf alışkanlığı kazanmasında otomatik katılım büyük önem taşıyor. Cayma oranlarının beklenen seviyenin üstünde olduğuna ancak cayanların sisteme tekrar katılması ele alındığında bu oranın giderek düşeceğine inanılıyor. Gelecek 3 yıl projeksiyonunda 15 milyon kişinin sisteme kademeli olarak dahil olacağı ve çıkanların her sene tekrar olarak sisteme gireceği ele alındığında tasarruf eğiliminin artacağı tahmin ediliyor.

21 Nisan tarihli Emeklilik Gözetim Merkezi verilerine göre otomatik katılımda 276 milyon TL fon tutarı ve 2 milyon 290 bin çalışan yer alıyor.