Dünya, iklim değişikliği konusunda bizleri uyarıyor mu?
Dünya, iklim değişikliği konusunda bizleri uyarıyor mu?

Dünya, iklim değişikliği konusunda bizleri uyarıyor mu?

Dünya, son zamanlarda biz insanların kendisine ne kadar zarar verdiğimizi gözler önüne serercesine uyarılarda bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda Avustralya’da başlayan ve halen tam anlamıyla kontrol altına alınamayan yangınlar, dünyadaki iklim değişikliklerinin ve doğanın yaşadığı olumsuzlukların en açık örneklerinden biri. Yaşanan ve önümüzdeki yıllarda artması öngörülen iklimsel olumsuzluklar, pek çok sektörü yakından ilgilendirirken, insanla birebir ilişki halindeki sigorta sektörü içinse konuşulması gereken en önemli konuların başında geliyor

Tüm dünya, hızlı bir iklim değişikliği ve küresel ısınma ile karşı karşıya kalmış durumda. Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başladı, karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstererek 280 ppm’den 394 ppm’e ulaştı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre karbondioksit oranındaki artış öncelikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanıyor. Kayda değer ikinci etken, başta ormansızlaşma olmak üzere arazi kullanımındaki değişim olarak özetleniyor.

İklim değişikliğinin etkisi sıcaklıklardaki artıştan ibaret değil. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altında. Nitekim, Avustralya’da yangınların önüne geçilememişken ülkede yaşanan sel ve fırtınalar da bunun örneği.

Yaklaşık 450 milyon Euro maddi zarar

Avustralya’da yaşanan yangın felaketinde 28 kişi hayatını kaybetti, 500 milyonu aşkın hayvan alevler, duman ya da yüksek ısıdan kaynaklı olarak hayatını kaybetti. Olayların maddi boyutuna bakıldığında ise; yangınlar nedeniyle şimdiye kadar 435 milyon euroluk maddi zarar oluştuğu ve bu miktarın artabileceği belirtiliyor.

Türkiye’de de durum farklı değil

Ülkemizin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi. Akdeniz Havzası’nda gerçekleşecek 2°C’lik bir sıcaklık artışı, beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış, kuraklık ve bunlar dolayısıyla biyolojik çeşitlilik kaybı, tarımsal verim kaybı ve en önemlisi kuraklık olarak etkilerini hissettirebilir.

WWF-Türkiye’nin gerçekleştirdiği Türkiye’nin Yarınları Projesi Sonuç Raporu’na göre iklim değişikliğinin başlıca etkileri şöyle olacak:

• Sıcaklık artışı 2030’lu yılların sonuna kadar sınırlı kalacak, bu dönemden sonra hızlı bir artış gözlenecek, 
• Mevsimsel ve bölgesel farklılıklar göstermekle beraber sıcaklık artışının kış mevsiminde 4°C, yazın ise 6°C civarına ulaşması bekleniyor (1960-1990 döneminde göre),
• Kış yağışlarında Türkiye’nin genelinde azalma görülürken bir tek Kuzey Anadolu’nun doğu yarısında yağışlarda artış görülecek.

2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı da, Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5°-4°C artacağını, artışın Ege ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde 4°C’yi, iç bölgelerinde ise 5˚C’yi bulacağını öngörürken, Türkiye’nin yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını ortaya koyuyor.

Sigorta sektörüne etkisi büyük olacak

Sigorta sektörü açısından iklim değişikliğinin en önemli etkisi, afet sayısındaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, sigorta kapsamındaki hasarların çok yüksek tutarlara ulaşıp, sigorta ve reasürans şirketlerini mali açıdan zor durumda bırakabilecek olması olarak açıklanabilir. Sigortalı hane halkı, çiftçiler, enerji sağlayıcılar vb. grupların karşılaştıkları finansal kayıpların tazmin edilmesinde sektörün kilit konumu bu olasılığı daha da artırıyor. İklim değişikliğinin sigorta sektörünün birçok branşını etkileyecek olmasına karşın, mal sigortaları bu etkiden en çok nasibini alacak branş olacak. Özellikle yerleşim yoğunluğu yaşanan kıyı bölgelerde yükselen su seviyeleri, seller ve fırtınalar sonucunda bu etkinin daha net hissedileceği öngörülüyor.

Küresel ısınma, özellikle 20. yüzyıl ortalamasının 6°C üzerinde seyreden sıcaklık ortalamaları ile sağlık branşını da yakından etkilemeye başlıyor, yüksek sıcaklıklar nedeniyle hastanelere başvuran kişi sayısında ve erken doğum sonucu bebek ölümlerinde artış kaydediliyor. Orman yangınlarındaki artış, sel ve kuraklığın hasatlar üzerindeki olumsuz etkileri ve üretim kapasitesindeki azalma, tarım sigortalarını da doğrudan etkiliyor. Bununla birlikte, istatistiksel olarak kaza oranlarında yarattığı artış düşünüldüğünde iklim değişikliğinin, motorlu taşıt sigortalarını da etkileyeceği öngörülüyor.

Bilinç yaratılmalı

Küresel iklim değişiklikleri ile mücadelede toplumsal bilinç yaratmak, mücadelede en önemli konuların başında geliyor. Sigortacılık sektörünü yakından ilgilendiren iklim konusunda şirketlerin topluma erişerek, iklimsel değişikliklerle ilgili uyarılarda bulunması ve olumsuzluklara yönelik bilinç yaratması oldukça önemli. Toplumlardaki davranış alışkanlıkları doğaya ne kadar az verirse, iklim değişiklikleri o ölçüde yavaşlatılabilir.

 

Ne yapabiliriz?

  • Daha az kırmızı et, süt, peynir ve tereyağı satın alıp daha çok yerli üretim gıdalar tüketin, gıda atıklarını azaltın
  • Seyahat yöntemlerinizi değiştirin. Elektrikle çalışan otomobiller kullanın ama kısa mesafeyse yürüyün veya bisiklete binin. Uçaklar yerine trenleri, otobüsleri kullanın
  • İş için seyahat etmek yerine, video konferansla iletişim sağlayın
  • Yıkanan çamaşırları kurutma makinesine atmayın, çamaşır ipinde kurutun
  • Evlerinize yalıtım sistemi kurun
  • Her tüketim ürününde düşük karbon talebinde bulunun