Image

''Dağıtım kanalları ve asistans hizmet sağlayıcıları, hızla evrilen otomotiv sektörüne uyum sağlamak için elektrikli araçlara özel bir geçiş sürecinde bulunuyorlar.''

Son yıllarda küresel ölçekte etkisini gösteren yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşım ile AB Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası taahhütlere yönelik, birçok ülke net sera gazı emisyonlarını 2050'ye kadar sıfırlama hedefini benimsiyor. Bu kapsamda, elektrikli araçlar ve şarj edilebilir hibrit modeller, otomotiv sektörünün önemli bir parçası haline geldi. Son araştırmalar, 2023'te küresel ölçekte elektrikli ve hibrit araç satışlarının %31 arttığını gösteriyor ve 2024 için bu artışın %25 ila %30 arasında devam etmesi bekleniyor.


Ülkemizde de benzer bir eğilim gözleniyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin 2023 yılı otomotiv pazar verilerine göre, hibrit otomobiller pazardan 104 bin 804 adetle %10,8’li bir pay elde ederken, elektrikli otomobiller 72 bin 179 adetle %7,5’lik bir paya ulaşmış durumda.

Elektrikli araç talebindeki bu artış, altyapı gelişimleri ve enerji depolama teknolojileri gibi bir dizi sektörü de pozitif etkiliyor. Bu hızlı artış, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine olan bağlılığı yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda çevresel etkileri en aza indirme ve enerji verimliliği sağlama amacını da taşıyor. Elektrikli araçların giderek artan popülerliği, gelecekte bu alanda daha fazla inovasyon, rekabet ve iş birliği olasılığını doğuruyor.

Sigortacılık sektörü, geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiği için dinamik bir yapıya sahip. Otomotiv sektöründeki teknolojik gelişmeleri yakından takip eden sektör, özellikle elektrikli ve bağlantılı araçlarla otonom sürüş teknolojilerindeki gelişmelere de hâkim.

Elektrikli araç gelişimine hızla adapte olmak ve sektöre özgü çözümler geliştirmek için elektrikli araçların teknik özellikleri, batarya maliyetleri ve özel onarım gereksinimleri gibi faktörler, sigorta poliçelerinde farklı kapsam ve fiyatlandırmalara neden oluyor. Elektrikli araç sahiplerine özel olarak sunulan kasko sigortaları, batarya ömrü, şarj üniteleri ve aracın diğer özelliklerine yönelik özel korumalar da içeriyor. Ayrıca, çevresel etkilerin azaltılmasını hedefleyen sürdürülebilirlik odaklı sigorta ürünleri de geliştiriliyor. Sigorta sektöründeki bu hızlı adaptasyon, elektrikli araç pazarının büyümesine paralel olarak artan talebe etkili bir şekilde yanıt veriyor. Anadolu Sigorta olarak sürdürülebilirlik alanında üstlendiğimiz öncü rolle, 2021 yılından bu yana elektrikli ve hibrit araçlara yönelik Elektrikli Araç Kasko Sigortası ürünümüzü başarıyla sunmaya devam ediyoruz. Elektrikli araç onarımlarının ve yedek parça maliyetlerinin geleneksel araçlara kıyasla daha yüksek olması sigorta fiyatları üzerinde etkili oluyor. Aynı zamanda, elektrikli araçların şarj bitmesi sonucu yolda kalma durumları da sigorta primlerini etkileyen bir diğer faktör. Sürücünün sigorta geçmişi, yerel trafik şartları ve aracın değeri gibi birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösteren sigorta fiyatları, çeşitli teminatlar ve esnek poliçe seçeneklerine göre değişim göstermekte.

Anadolu Sigorta olarak, Elektrikli Araç Kasko Sigortası ürünümüz ile elektrikli araçlar için özel olarak geliştirilen çözümler sunuyoruz. Ürün teminat kapsamımızı Birleşik Kasko Sigortası ürünümüze benzer olarak belirliyoruz. Örneğin, şarj bitmesi sonucu yolda kalma durumlarında limitsiz çekme teminatı ile müşterilerimizin yanındayız. Elektrik Motorlu Araç Klozu ile aracın bataryası için özel teminatlar sunarak müşterilerimizin geniş bir koruma alanına sahip olmalarını sağlıyoruz. Ayrıca, özel anlaşmalı oto servis ağımız aracılığıyla müşterilerimize daha hızlı ve etkili bir hizmet sunuyoruz.

Elektrikli araçlara özel sunduğumuz sigorta ürünleri ile müşterilerimize güvenli bir sürüş deneyimi yaşatmayı ve sektördeki öncü bir rolümüzü güçlendirmeyi hedefliyoruz. 2023 yılı sonunda, Ticaret Bakanlığı tarafından Resmi Gazete‘de yayımlanan düzenleme ile Türkiye'deki elektrikli araç servis ağlarında önemli bir adım atıldı. Bu düzenlemeye göre, elektrikli araç ithalatçılarının, 7 farklı bölgede, 20 ayrı servisi ve en az 40 personeli olan bir çağrı merkezi kurmaları bekleniyor. 2024 yılının başından itibaren, bu düzenlemeye uymayan ve çalışanlarının TSE veya mesleki yeterlilik belgelerini tamamlamamış olan ithalatçılara, araç ithal izni verilmeyecek.

Bu ithalat politikasının arkasında sadece ticari düzenlemeler değil, aynı zamanda tüketici güvenliğinin artırılmasını, satış sonrası hizmet kalitesinin yükseltilmesini ve genel olarak elektrikli araç ekosisteminin daha sürdürülebilir bir şekilde dönüştürülmesini amaçlayan bir strateji bulunuyor. Elektrikli araç servis ağlarının bu yeni düzenlemeye adapte olması, Türkiye'deki elektrikli araç sahiplerine daha güvenilir bir hizmet sunulmasını sağlayacaktır. Dağıtım kanalları ve asistans hizmet sağlayıcıları, hızla evrilen otomotiv sektörüne uyum sağlamak için elektrikli araçlara özel bir geçiş sürecinde bulunuyorlar. Elektrikli araçlara özel sigorta ve asistans hizmetlerinde uzmanlaşmış ekipler oluşturarak, bu yönde özel çözümler sunmayı hedefliyorlar. Özellikle büyük şehirlerde bulunan elektrikli araç şarj istasyonları içeren servis ağları, elektrikli ve hibrit araçların onarımı konusunda gerekli temel eğitimi almış uzmanlarla destekleniyor.

Bu gelişmeler sektördeki tüm paydaşları, elektrikli araç kullanımının artmasıyla birlikte gelecekteki taleplere daha etkin bir şekilde hazırlıyor. Dağıtım kanalları, özel sigorta ürünleri ile müşteriye özel çözümler sunma konusunda esneklik sağlarken, asistans hizmet sağlayıcıları ise elektrikli araçlara yönelik acil durum hizmeti ve şarj desteği gibi özel hizmetleri sistemlerine entegre etmeye odaklanıyor.