Image

“Geçtiğimiz yılın gündemini oluşturan tamamlayıcı sağlık sigortaları, bu alanındaki gelişmeler ve düzenlemeler ile 2016 yılında da sektörün gündeminde olmuştur”

2016 yılı Türk sigorta sektörü için üzerinde hassasiyetle durmamız gereken gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu.


Bunlardan ilki BES’te otomatik katılım sistemine geçilmesi konusunda devletin karar almasıydı. Bildiğiniz gibi yılbaşı itibari ile devreye girecek olan otomatik katılım sistemi ile yaklaşık 12-13 milyona yakın kişinin BES’e giriş yapması bekleniyor. Bu insanların 10 yıl boyunca sistemde kalacaklarını varsayarsak bu da 90 milyar TL’lik birikim anlamına geliyor. Dolayısı ile uzun vadede sektör için önemli bir gelişme.

Diğer bir konu ise 2016’nın başlarında trafik poliçelerinde yaşanan fiyat artışıdır. Bu artış trafikteki teknik zararın azalmasını sağlasa da fiyatların aniden yükselmesi tüketicinin tepki göstermesine sebep olmuştur. Trafik sigortasının bu durumu, sektörümüzü teknik karlılık ile tüketicinin fiyat hassasiyeti arasındaki ince dengeyi yeniden gözden geçirmek durumda bırakmıştır.

Sağlık sigortaları branşı için geçtiğimiz yılın gündemini oluşturan tamamlayıcı sağlık sigortaları, bu alanındaki gelişmeler ve düzenlemeler ile 2016 yılında da sektörün gündeminde olmuştur.

Soma’da yaşanılan acı olay sonrasında maden sigortası uygulamasındaki süreçlerin ve kontrollerin revize edilmesi hem sigorta sektörü hem de madencilik sektörü için olumlu bir gelişme olmuştur.

Son olarak da maalesef Temmuz ayında acı bir sürpriz olarak yaşadığımız kalkışmanın etkileri ve OHAL süreci var. 15 Temmuz ve sonrasında yaşanılan süreçte, poliçelerin ana teminatlarına ek olarak verilen terör, halk hareketleri gibi hadiselerle ilgili teminatların ne denli önemli olabileceği ve yürürlüğü sektörümüz tarafından yeniden irdelenmiştir. 

Trafik branşında yılbaşı itibari ile uygulanan fiyat artışı politikasının etkisiyle, sektör için teknik kar yakalanır hale gelmiştir. Öyle ki sektörün teknik zararının büyük bir bölümünü oluşturan trafik sigortasındaki zarar 1 milyar TL’den, 215 milyon TL’ye kadar inmiştir. Bu durumda bir önceki dönemde 660 milyon TL olan sektörün toplam teknik karının, Eylül sonu itibari ile elde olan veriler ışığında, yıl sonunda yaklaşık 1.7 milyar TL olacağı beklenmektedir.

Bu sonuca trafikteki teknik zararların düşmesinin yanı sıra kaza, yangın, sağlık ve hayat branşlarında gerçekleşecek ciddi teknik karın da katkısı olacağına inanıyorum. Yalnız daha önce de sözünü ettiğim gibi fiyatlardaki bu artış doğal olarak tüketicinin de tepkisine sebep olmaktadır. Bu sebeple sektörün tüketici memnuniyeti ve karlılık arasındaki dengeyi yakalaması çok önemli. Gelecek yıl itibari ile fiyatlandırmanın dengeli bir hal alacağına ve özelliklede trafikteki artışın durarak primlerin tüketici için daha makul seviyelere çekilebileceğine inanıyorum.

Trafik sigortasındaki prim artışının olumlu etkilerinin sektörün genelinde yılsonu rakamlarına da pozitif olarak yansıyacağı aşikârdır. Ancak genel tablodaki bu olumlu havanın önümüzdeki yıllarda da sürdürülebilir olması için sektör olarak yeni formüller üretmemiz gerekiyor.

Biz Demir Hayat Sigorta olarak bu yıl sektörü etkileyen tüm bu gelişmelerle birlikte kendi stratejilerimizi de yeniden gözden geçirdik. Branş bazındaki üretim hedeflerimizi tutturmak için gereken adımları yılın ikinci çeyreğinde attık. Orta ve uzun vadeli hedeflerimizden biri olan teknik karlılığın arttırılması için özellikle hayat branşındaki dönüşüm primlerimizi koruyarak ilaveten yeni poliçe üretilmesini sağladık.

Ferdi kaza ve diğer niş ürünlerimizde ise hem alt yapı olarak hem de satış kanallarımızda dijitalleşme sürecimizi hızlandırdık. Bu sayede kendi branşımızda ciddi bir pay elde etmeyi hedefliyoruz.

Sağlık tarafında ise özellikle teknik zarar veren grup poliçelerinin fiyatlandırılmasında ihtiyatlı davranıyoruz. Bu yolla hem sağlık hem de hayat branşlarında yılsonu için tüm hedeflerimizi tutturacağımıza inanıyorum.