8 sigorta şirketi ile toplam 500 bine yakın sağlık sigortalısına asistans hizmeti veriyoruz
8 sigorta şirketi ile toplam 500 bine yakın sağlık sigortalısına asistans hizmeti veriyoruz

8 sigorta şirketi ile toplam 500 bine yakın sağlık sigortalısına asistans hizmeti veriyoruz

IMECE Destek Danışmanlık Genel Müdürü Ruhsan Topçu; “Esnek, inovatif ve yaratıcılığa çok önem veren, ihtiyaçlara yönelik her türlü ürünü geliştirebilecek, tasarlayabilecek altyapıya sahip, çok genç ve dinamik bir ekiple çalışmalarımıza devam ediyoruz”

Ruhsan Hanım, ilk olarak sizi biraz tanıyarak başlayabilir miyiz?

1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Tıp doktoruyum. Fakülteden mezun olduktan sonra Sağlık Bakanlığı’nda doktorluk yaptım. Mecburi hizmete gittim, daha sonra İzmir’de Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde çalıştım. Toplam 10 yıl devlet memurluğu ve aktif hekimlik yaptım. Acil servis hekimi olarak çalıştım. O dönemki Halk Yaşam Sigorta İzmir Bölge Müdürlüğü, sağlık sigortacılığına ilk başladığım yer oldu. Yaşam poliçeleri için check-up sonrası hayat poliçesi olup olmayacağı kararları veriliyordu. Sigortacılığa böylelikle bir ek iş olarak başlamış oldum.

Süreç içinde ilerlerken sağlık sigortalarının risk değerlendirmeleriyle ilgili de görüşler gelmeye başladı. O kadar çok soru geliyordu ki; oturup tek tek her bir hastalığın hangi riskler kapsamında, nasıl değerlendirilmesi gerektiğiyle ilgili bir tablo oluşturdum. Bunu bir kitapçık haline getirdim. Çalışma, Halk Yaşam Sigorta’nın çok hoşuna gitti ve bunu bir risk alım yönetmeliği haline getirdi. Bana da 2000’li yılların başında birlikte çalışmayı teklif ettiler. 10 yılın sonunda devlet memurluğundan istifa edip Halk Yaşam Sigorta’da çalışmaya başladım. Bu arada Halk Yaşam Sigorta, Yapı kredi Sigorta olarak Halk Sigorta ile birleşti ve sağlık branşı, elementer branş altına geçti. Sigortacılığın yaşadığı sıkıntı, sağlık sigortacılığı bilen kişi sayısının az olmasıydı. Bu nedenle 9 Eylül Üniversitesi’nde halk sağlığı doktorası yaptım. Tez konumu da sağlık finansmanı ve özel sağlık sigortacılığı üzerine seçtim. Bu da benim sağlık sigortaları konusunda sigortacı olmamamdan gelen bilgi eksikliğini tamamlamış oldu. Sigortacılığı sevdim. Bölge Müdür Yardımcısı olarak atandım. Elementer branşla da ilgilenmeye başladım. Sonrasında ilk kadın bölge müdürlerinden biri oldum. Hem elementer hem sağlık branşında Yapı Kredi Sigorta Ege Bölge Müdürü oldum. Bir süre çalıştıktan sonra İstanbul’dan merkeze geçmemle ilgili bir teklif geldi. Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürlüğüne geçtim ve orada Anlaşmalı Kurumlar Network Müdürü olarak çalışmaya başladım. Eşim ve ailem İzmir’de olduğu için İzmir’e geri dönmek istedim. Medical Park İzmir Hastanesi’nden Genel Müdür Yardımcılığı teklifi gelince kısa bir İstanbul macerasından sonra İzmir’e geri döndüm. Bir yıl hastanede çalıştım. Sonrasında tekrar İstanbul’a Medical Park Genel Merkezi’ne çağırıldım. Anlaşmalı Kurumlar Direktörü olarak çalışmaya başladım. 2012 yılında Mapfre Sigorta ile “Fark Yok” sigortasının ilk çalışmaları başlamıştı. 9 ay aktif bir şekilde Mapfre Sigorta’da Medical Park adına bu ürünü çalıştım. Tamamlayıcı sağlık sigortasını çıkardık. Emeğimin çok olduğu ve çok gurur duyduğum bir ürün oldu.

Tamamlayıcı sağlık sigortasının hayata geçişinin ardından sektördeki diğer sigorta şirketleri bunu takip etti. Medical Park Sağlık Grubu’nda Anlaşmalı Kurumlar Direktörü olarak tüm bu sürecin içindeydim. Görev ve sorumluluklarım artınca koordinatör olarak görev yapmaya başladım. Bu dönemde İMECE ile tanışıklığım oldu. Muhittin Bey ile önceden mevcut hastalıkları kapsayan yeni bir ürün tasarladık. Bu ürünü ilk önce kendi çalışanlarımız, onların eş ve çocukları, birinci derece yakınları için uyguladık. Şu anda da yaklaşık 32 bin kişi bu ürünü kullanıyor. Hastane grubu, sigorta şirketi ve asistans şirket olarak projeye özel iş birliği stratejileri ve özel sözleşme koşulları oluşturarak riski ortaklaşa yönetebildiğimiz bir iş modeli ile bunu sağladık.

Bir ezberi bozmak ve farklılık yaratmak adına mevcut rahatsızlığa bakmadan, 60 yaş üstündeki kişileri dahi sigortaladık. Sigortalıların yaşadığı sorunları görmüş biri olarak tamamlayıcı sağlık sigortası yapıyorsak bu sigortanın SGK’ya benzer bir modelle yürütülmesi gerektiğini düşündük ve bu özel tamamlayıcı sağlık sigorta ürününü çıkardık.

Çok fazla agresif davranmadık, ürünü çok yaymadık. Ne olursa olsun satalım demedik. Önce frekansları, hasar primini gözlemlemek istedik. Çünkü özellikle mevcut hastalığı teminat dahilinde kabul etmek çok büyük bir cesaret ve riskti. Sağlık hizmet sunucusunun bir sigortacılık know-how’u yokken böyle bir işe girmek ve riski üstlenmek de bir cesaretti. Ama çok olumlu sonuçlar aldık. Şu an ciddi bir prim büyüklüğüne ve sigortalı sayısına ulaştık. Veriler de yeterli olunca bunu Türk Nippon Sigorta ile yürütmeye karar verdik. Sonrasında diğer sigorta şirketlerini de bünyemize katıp daha yaygın hale getirdik. Daha fazla insan bundan yararlansın istedik. Bu sürecin bir kısmında da hastane grubunu ikna etmek vardı. Muharrem Usta, çok vizyon sahibi ve çok farklı bir yöneticidir. Farklı şeyler denemeyi ve sonuçlarını değerlendirmeyi sever. Nitekim bunu da başarılı buldu ve yaygınlaşması konusunda bizi destekledi. Bu arada ben de Muhittin Bey’in vasıtasıyla İMECE Grubu’na geçtim. Burası aslında benim dördüncü iş yerim. Çok fazla yer değiştirmekten hoşlanmıyorum. Aidiyet duygumuz var, kolay kolay işlerimizden vazgeçmiyoruz. İMECE Destek Danışmanlık’a yönetici ortak olarak geçtim. Hem İMECE Destek Danışmanlık’ın Genel Müdürlük görevini yapıyorum hem de hisse sahibiyim. İki çocuğum var. Biri lisede, kızım evli ve psikolog olarak görev yapıyor.

Hizmet verdiğiniz İMECE Destek Danışmanlık şirketi hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Şirketin amaç ve hedefleri nelerdir?

İMECE Destek Danışmanlık şirketi, Muhittin Bey tarafından 2014 yılında kuruldu. İMECE Destek yeniliklere açık, mevcut olanı devam ettirmekten ziyade farklılıklar yaratmaya çalışan bir şirket. Muhittin Bey’in know-how’ının çok fazla olması, sigortacılık konusundaki deneyimi, aktüer olması bu duruma çok önemli katkı sağlıyor. Hastane tarafında da grubumuz yeniliklere açık olunca iki yenilikçi, fark yaratmak isteyen birimi bir araya getirdiğinizde güzel sonuçlar alınıyor. Şu an 8 sigorta şirketi ile toplam 500 bine yakın sağlık sigortalısına asistans hizmeti veriyoruz. Kendi yazılımımız üzerinden sigorta şirketlerine provizyon süreçleri, risk kabul değerlendirmeleri, tarife belirleme gibi birçok konuda destek verebiliyoruz. Tamamlayıcı sağlık sigortacılığında 590 civarı, özel sağlık sigortasında 1.200 civarı anlaşmalı kurumumuz var. Yapılanma olarak üç ayrı birimimiz var. Bunlardan biri Anlaşmalı Kurumlar Yönetimi, Genel Müdür Yardımcımız Halit Başkaya, çok uzun yıllardır sigorta sektöründe olan bir sağlık yöneticisi. Serap Teksöz, çok uzun yıllardır birlikte çalıştığımız İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcımız. Her türlü ürün, oradaki mutfakta hazırlanıyor. En önemli bölümümüz de operasyon. Bu alanda da çok uzun yıllardır sektörde çalışan Deniz Hanım Genel Müdür Yardımcılığımızı yürütüyor. Böylece ihtiyaçlara yönelik ürün hazırlıyoruz, kendi network’ümüzü oluşturuyoruz ve kendi yazılımımız üzerinden süreci yürütüyoruz. Sağlık sigortacılığında ezberi bozacak bir ekibiz. Bunun için güçlü altyapımız ve güçlü iş birliklerimiz var. Çok yakında görülecektir ki sigortalanmayacak sağlık riski yoktur: Teminatı, primi ve geçerli olacağı hizmet sağlayıcı doğru belirlendiği sürece her risk sağlık sigortası kapsamına alınabilir.

Sağlığın Bizde ve Hayata Merhaba Projeniz, sektörde yankıları geniş hizmetlerden. Bu hizmetler hakkında bize bilgi verir misiniz?

Sahadan ilham alıyoruz. Ben sahada olmayı çok seviyorum. Sigortacılık tarafında da sahada olmayı hep çok sevdim. Sağlık grubunda çalışırken misafir hizmetleri de bana bağlıydı. Burada gelen şikayetler hem hekimler hem sağlık hizmet sunucuları hem de hastalar tarafında önceden mevcut hastalıkların sigorta kapsamına alınmaması konusuydu. Sigortacılıkta, bu çok ciddi bir sorun. Sigortacılık riziko kavramı üzerine kurulmuş bir sektör ve sigorta şirketlerinin görevi de ortaya çıkmış riskleri değil, çıkabilecek riskleri sigortalamak. Bu konuda onlarla hemfikirim. Özel sağlık sigortasının sektörde durumu belli. Daha dar bir kesime hitap ediyor ve karşılığında da ciddi bedeller ödenebiliyor. Bu haliyle toplumumuzda yaygın hale gelme ihtimali çok az. Ben primlerin yüksek olduğundan yakınmıyorum. Verilen hizmete karşı alınan primler makul ölçüde. Ama buna ulaşmak herkesin imkanı olan bir şey değil. Oysa Medical Park Sağlık Grubu, sosyal güvenlik anlaşmalı bir hastane gurubu ve ağırlıklı olarak öyle tanınıyor. Çoğunlukla Sosyal Güvenlik Kurumu mensubu insanlar hastaneye başvuruyor. Bu insanlar sağlık hizmeti alırken ceplerinden ödemeler yapıyor ve zorlanabiliyor. Hastane içinde bir hekim olarak da bir insan olarak da sevmediğim şey sağlığın üzerine pazarlık yapılması. Bu, grubumuzun yönetimini de olumsuz etkiliyor. Sağlık ekonomisi çok ilginçtir, arz ve talep ilişkisi çok farklı çalışır. Talep eden değil, arz eden ihtiyacı belirler ve bu da çok ciddi tehlikelere neden olur. Bizim burada bir şeyi çözmemiz gerekiyordu. İnsanların çoğunda daha önceden bir sağlık sorunu oluyordu ve bu nedenle mağdur oluyorlardı. Tamamlayıcı sağlık sigortasıyla bunu bir parça aştık ve çok kısa sürede, çok yaygın bir hale geldi. TSS, özel sağlık sigortasıyla yarışır hale geldi. Özel sağlık sigortalıları, tamamlayıcı sağlık sigortalarına dönüşmüyordu. Daha önce sigortalı olmayanlar tamamlayıcı sağlık sigortası alıyordu ki; bu bizim başlangıçta en önemli amaçlarımızdan biriydi. Bu anlamda tamamlayıcı sağlık sigortasını başarılı görüyorum ama bazı teminat eksikliklerinden dolayı poliçe alan kişilerde yine mutsuzluk oluyordu. Bir de poliçe alamayanlar vardı. Hastalığı var sigortalanmıyor, yaşı var sigortalanamıyor. Bizde genç yaşta insanların cebinde para olmaz. Belli bir yaştan sonra insanların cebinde para olur. Para olup da sağlık sigortası yaptırmak istediğinizde de iş işten geçmiş olur. Tamamlayıcı sağlık sigortası, SGK’nın desteğinin olduğu bir ürün. Hastane grubu olarak biz ne kadarının altına elimizi koyabiliriz ve pazarlık işlerinin ne kadarını azaltabiliriz diye düşünerek Sağlığın Bizde Ürün Projesi’ni oluşturduk. Başta insanlar inanamadı. Defalarca aynı soruları soran acentelerimiz oldu. Ürünü denemek için alanlar oldu. Sanırım 4-5 yılda artık bu güven oluştu ve her şeyin ödendiğini anladılar. Burada tek kısıtımız var. O da 3 aylık bekleme süresi. Bu sürede hastaların ayakta tedavi giderleri karşılanıyor, sonrasında her türlü sağlık sorunu poliçe teminat limiti dahilinde karşılanıyor. Örneğin kanser hastasısınız, tedavi görmeniz gerekiyor. Bu poliçeyi yaptırdınız. Ameliyat dışında tüm tetkikler bu poliçeden karşılanıyor. Ama bir ameliyat gerekirse 3 ay bekleme süreniz var. 80 yaşına kadar herkesi sigortalıyoruz. 80 yaşından sonra da kişilerin poliçesi devam edebiliyor.

Hayata Merhaba Projesinde işler nasıl ilerliyor?

Doğum aslında sigortaya konu olan bir risk değildir. Bu anlamda gebelik ve doğumun bir sigorta teminatı olması çok mantıklı değil. Burada bekleme süreleri, primi bir yıl bekleyip almak gibi koşullar olabiliyor ama doğum çok da planlı bir şey olmuyor. Biz de risk değerlendirmesi olmaksızın iyi bir network kurgusuyla ve yine SGK tarafından destek alarak fark ücretlerini teminat altına alan bir ürün çıkardık. Sancı odasında poliçe alan kadınlar oldu. Projemizin, insanların işine yaraması bizi çok mutlu etti. İyi günde, kötü günde her zaman sigortalılarımızın yanlarında olmaya çalışıyoruz. Yaşlılıkta, gençlikte, doğum esnasında… Bunların hepsi sahayı iyi dinlemek, sahadan gelen taleplere göre ürün çıkarmak hedefiyle geçekleşiyor. Nasıl daha fazla kazanırız diye baktığınızda ürün çok başarılı olmuyor. Ama sahadan gelen istekleri en makul hale nasıl getirebiliriz diye baktığınızda başarılı sonuçlar elde edebiliyorsunuz.

Pandemi sürecinde İMECE Destek Danışmanlık ne gibi ürünler, destekler hayata geçirdi?

Pandeminin ilk günlerinde diğer sigorta şirketleri pandemiyle ilgili giderler ödenmez derken biz Sağlığın Bizde ürünümüzde hemen COVID ile ilgili tüm giderleri kapsam dahiline aldık.

Poliçelere online doktor görüşmesi teminatı ekledik. PCR ile ilgili giderler şu an ödeniyor. Evde bakım ile ilgili bir teminat da koyduk. Evde hemşirelik hizmetleri verilmesini sağladık. Çünkü herkes pandemi teminatına odaklanırken kronik hastalığı olan, aylarca evlerinden çıkamayan insanlar oldu. Esas önemli olan, sağlık sigortalarının o sırada insanların evine gidebilmesiydi. Biz burada çok hızlı davrandık ve bu ürünün içinde bir evde bakım teminatı verdik. Böylece evde kalıp diğer sağlık sorunlarıyla ilgili hizmet alamayan insanların sağlık sigortalarıyla yanlarında olmaya çalıştık.

Yakın gelecekte hayata geçirmeyi planladığınız ürünler var mı?

Alternatif Tamamlayıcı Sağlık Sigortası isimli yeni bir ürünümüz var. Çok fazla detay vermeyeyim ama bu da sigorta şirketi, sağlık hizmet sunucusu ve asistans şirket iş birliği ile oluşturulan bir ürün. İşin içinde tamamlayıcı sağlık sigortası ve SGK var ama bunun yanında 3 ay bekleme süresini de kaldırmış olduk. Bekleme süresiz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası diyebiliriz bu ürüne. Aynı zamanda bu ürünle mevcut sağlık sorununuzu da karşılayabiliyorsunuz. Biz sürekli yeni ürünler çıkarmak konusunda rahat durmaktan hoşlanmıyoruz. Bilgi birikimimizi Medical Park gibi güçlü bir grubun da desteğiyle değişik ihtiyaçlarda sağlık sigortası haline getiriyoruz.

Şu an doğum sigortası tarafında yeni sigorta şirketleriyle anlaşılıyor. Orada farklı ve ses getirecek çalışmalar yapacağız. Biraz daha bireye yönelik, kişisel ihtiyaçlara yönelik de bir şeyler yapmak istiyoruz. Bireye yönelik check-up paketleri hazırlamak istiyoruz. Temelinde var olan şeylere ek olarak ailenizden dolayı bir riskiniz varsa ve bunun takip edilmesi gerekiyorsa, mamografiye ihtiyacınız varsa bunları içeren bir check-up gerekiyor. Bu modelde check-up’ı kendiniz hazırlayacaksınız. İhtiyacınız olan neyse, onu ekleyebilecekseniz. Bu tür bireysel ürünleri de oluşturmak istiyoruz.  Mesela şu an ev tipi antikor testiyle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Diyetisyen, psikolog network’leri kuruyoruz. Çağımız artık dijital bir çağ. Bireye yönelik ürünleri çeşitlendirmemiz, bunları güçlü altyapılarla sunmamız gerekiyor. Birey gittikçe yalnızlaşıyor ve kendi ihtiyaçlarını belirleme yönünde o yalnızlığı giderme zorunluluğu doğuyor. O anlamda daha bireysel, daha insanların ihtiyaçlarını öngörerek farklı şeyler üretmeyi seviyoruz. Her şirket kendi yetkinliği, becerisi, sigorta gücü ve deneyimiyle bu ürünleri istediği gibi pazarlayıp yönetebiliyor ve çok daha yükseklere taşıyabiliyor.

Birçok acente bizimle proje yapmak üzere başvurdu. Ayağı yere basan ve sigortalısını tanıyarak onun ihtiyaçlarına yönelik çaba gösteren acentelerimizle birçok proje yönettik. Bu tip fikirlere de açığız. İhtiyaç bize bildirildiği zaman biz onlara özel ürün tasarlayabiliyoruz. Acentelerimizle bu tür çalışmalar yapabiliyoruz. Oluşturduğumuz bir ürünün hem network’ünü oluşturmak hem operasyon ve provizyon sürecini yürütmek elimizde olduğu için avantaj sahibiyiz.