Image

AXA Sigorta Satış ve Pazarlama Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Firuzan İşcan

“Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tüm etkileri sigorta sektörünün konusu”


İklim değişikliği gerçekten de bugünden etkilerini görmeye ve hissetmeye başladığımız bir konu. 2018 yılında dünya çapında oluşan iklim değişikliği kaynaklı doğal afetlerin maliyeti 225 milyar doların üzerinde.  İklim değişikliği sigorta sektörü açısından ekonomik volatilite yaratabilecek kadar önemli. 2018 yılında sigorta sektörünün ödediği toplam 2 milyar TL’lik hasara rağmen özellikle sigorta edilmemiş varlıklar sebebiyle oluşan çevresel ve ekonomik zararların 4-5 milyar TL’ye ulaştığını düşünüyoruz. İklim değişikliğinin kontrol altına alınmaması durumunda 2050 yılına kadar 200 milyon insan göç edeceği öngörülüyor. Zaten bu yüzden 2019 Dünya Ekonomik Forumu’nun risk raporunda şiddetli hava olayları, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve uyumlanma ile doğal afetler en önemli üç risk olarak gösteriliyor.

 

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin tüm etkileri sigorta sektörünün konusu. Sigortacılık sadece hasar ödemek demek değildir. Aksine sektör olarak riskleri öngörmek ve önlemler alınmasını sağlamak gibi çok önemli bir sorumluluğumuz var. Öte yandan iklim değişikliğinin sebep olduğu hava anomalileri öngörülerimizi zorlaştırıyor. Öyle ki yaşadığımız gezegenin 4°C daha ısınması durumunda sigorta kavramı oldukça zorlu bir hal alacaktır.

Biz de AXA Group olarak hem BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda hem de “ödeyenden çözüm ortağına dönüşme” amacımız çerçevesinde bu alanda sorumluluklarımızın farkındayız ve pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz. Son 5 yılda iklim değişikliği konusunda yapılan araştırmalara 35 milyon dolarlık bir kaynak ayırdık, 150’den fazla akademik çalışmaya destek verdik.

Tabii bir yandan teknoloji ve veri analitiği gibi gelişmelerin yanına iklim başlığının eklenmesiyle sigorta sektörü için de risk tanımları yeniden şekillenmeye başlıyor; bu da yeni ürün ve hizmetleri beraberinde getiriyor. Bu noktada en çok öne çıkan ve son dönemde de oldukça konuşulan çözüm parametrik sigorta. Türkiye’de sadece AXA’nın sunduğu bu ürün, standart ürünlerde kapsam dışı kalan fiziksel hasarlardan kaynaklanan kâr kaybını ortada fiziksel bir hasar olmasa da karşılıyor. Örneğin yağış hidroelektrik santralinde elektrik üretimi için en önemli faktördür. Yetersiz yağış sonucu su akışındaki azalım üretim düşüşüne neden olur. Yıllık yağışın belli bir birimin altına düşmesi durumu için biz bu enerji santralini sigortalayabiliriz. Yağış azlığı, yüksek/düşük hava sıcaklığı, mahsul verimi, rüzgâr hızı, dalga yüksekliği gibi farklı göstergelerle müşterilerimizin risklerini analiz ediyor, frekans ve miktarı hesaplıyor, bu risklerin finansal etkilerini hesapladıktan sonra riskin gerçekleşmesi durumunda belgelenmiş verilere göre müşterilerimizin zararını karşılıyoruz. Bu aşamada uydu görüntüleme dahil pek çok teknolojiden faydalanıyoruz. Bu ürün turizm, enerji, havacılık, inşaat gibi iklim değişikliğinden en çok etkilenen sektörlerden daha yoğun ilgi görüyor.

Diğer taraftan çözüm ortağı olma yolunda başka girişimlerde bulunarak müşterilerimizin her zaman yanında olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Örneğin bir tarım arazisini sigorta güvencesi altına alıyorsak kuraklığa karşı damla sulama sistemlerinin kurulması konusunda müşterilerimizi teşvik ediyor, gerekirse maliyetlere ortak oluyor. Ancak bu şekilde kuraklığın etkilerinin bertaraf edilmesinden ve dolayısıyla verimli bir üretimden doğan gelirin sigortalanmasından bahsedebiliriz.

AXA Grubu ve AXA Sigorta olarak ulusal ve uluslararası mecralarda bu konuda çeşitli yayınlar yapıp farkındalık yaratmaya çalışırken bir yandan da tabi ki ticari hayata ve dolayısıyla sigorta sektörüne olacak etkilerini de detaylı inceliyoruz. Özellikle ileriye dönük simülasyonlarla kıymetler ve canlılar üzerindeki etkilerini ölçüyor ve analiz ediyoruz. Bu kapsamda, AXA Grubu içerisinde geliştirilmiş doğal afet modelleri ile riskleri anlamaya çalışıyoruz ve beklenen zarar tahminlerini hesaplıyoruz. Dikkat çeken husus, geçmişe kıyasla doğal afetlerin gerçekleşme frekansının arttığı, bunun da haliyle fiyatlama yapılarına orta ve uzun vadede yansıyacağıdır. Bu sebeple gelecekte bu riskleri teminat altına alabilmek için gerekli hazırlıkları da yapıyoruz.

Sigorta güvencesinin bile yetersiz kaldığı ve geri dönüşü olmayan doğa hasarlarının pek çok örneğini görüyoruz. Bu noktada tüm bireylerin ve kurumların sorumluluk alması ve harekete geçmesi gerekiyor. AXA olarak sürdürülebilir enerjiye büyük önem atfediyoruz. AXA olarak tüm dünyada kömür ve karbon salınımıyla ilişkili faaliyetlerine devam eden şirketleri sigortalamayı bıraktık. Bu bize gelir kaybı olarak dönmüş olmasına rağmen üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmenin iç rahatlığı paha biçilemez. Buna ek olarak yeşil yatırımlarımızı 2020’ye kadar 3 katına, yani 3 milyar dolar seviyesine çıkaracağımızın taahhüdünü verdik.

Dünyanın dört bir yanındaki ofislerimizde enerji, kâğıt ve su tüketimini azaltmak için çalışmalar yaptık. Hem dünyada hem de Türkiye’de karbon ayak izimizi takip ediyor ve sürdürülebilirlik endeksi hesabıyla attığımız adımların çevreye etkilerini görebiliyoruz. Atık yönetimi konusunda uluslararası standartları izliyoruz.

Aynı zamanda bu konuda toplumsal bilince katkı yapacak çalışmalar da gerçekleştiriyoruz. Riskleri doğru anlatabileceğimiz içerikler üretiyoruz. Geçtiğimiz günlerde iklim değişikliğinin çevreye ve sigorta sektörüne etkilerini konuştuğumuz 13 bölümlük bir TV programı hazırladık.