Image

“BES ve yılbaşında uygulamaya konan Otomatik Katılımın tasarruf bilincinin artmasına ve emeklilik dönemi tasarruf açığının kapanmasına çok önemli katkıları olacak”

Türkiye, bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektöründe gelişme göstermeye devam ediyor. Sektör, EGM’nin 14 Nisan tarihli verilerine göre fon büyüklüğünde devlet katkısı dahil 65,9 milyar TL ve katılımcı sayısında 6,7 milyona ulaştı. 2016’da fon büyüklüğünde yüzde 27, katılımcı sayısında yüzde 18 büyüme gösterdi. Son 5 yıla baktığımızda ise yönetilen varlık büyüklüğü bazında yıllık ortalama %34 büyüme gösterdi. Otomatik Katılım ise, EGM’nin 14 Nisan verilerine göre 988 bin 851 kişi ve 153 milyon 205 bin TL fon tutarına ulaştı.


Hem BES’in 2016 yılı performansı ve yakalanan büyüme ivmesi , hem de yılbaşından bu yana Otomatik Katılımdaki performans çok sevindirici. Bireysel Emeklilik Sistemi’nin en önemli fonksiyonlarından bir tanesi, finansal piyasaların gelişmesi ve derinleşmesine katkı sağlamasıdır.

Bireysel Emeklilk sistemi 13 yılda çok iyi bir noktaya geldi. Sektör ciddi bir büyüme ivmesi içerisinde ve potansiyeli yüksek. 10-15 yıl sonra Türk emeklilik şirketlerinin finansal piyasalarda en büyük oyuncu olma ihtimali az değil. 10 yıl sonra BES fon büyüklüğünün, öngörüldüğü gibi 400 milyar TL’ye  ulaştığını, bunun yüzde 25’sinin de borsaya yatırıldığını düşünelim. Bu da 100 milyar TL’lik fon büyüklüğü demek. Günümüzde borsadaki yatırımların yüzde 65’i yabancı yatırımcı. Ancak, 10-15 yıl sonra emeklilik şirketlerinin oranının da yüzde 50-60 seviyesine ulaşmaması için hiçbir neden yok.

Sektörün beklediği birtakım gelişmelerin de gerçekleşmesiyle 2023 hedeflerinde BES’e ayrılan payın büyük oranda gerçekleşeceğini söyleyebiliriz.

Az önce vurguladığım gibi, 13 yılda BES çok iyi bir noktaya geldi. Ama bu Türkiye için yetmez. Türkiye’nin daha fazla birikime ihtiyacı var. Hem genel Türkiye ekonomisi hem de Türk insanı açısından, tasarruf oranı maalesef düşük bir ülkeyiz. Türkiye’de bireysel emeklilik fonlarının penetrasyonu hala OECD ortalamasının oldukça altında. Toplam fon büyüklüğü, 2015 yılsonu itibariyle Türkiye’de, GSYİH’nin yüzde 2,4’ünü oluşturuyor. GSYİH’ye oranla fon büyüklüğüne göre, Türkiye, OECD ülkeleri içinde 32. sırada yer alıyor. Ayrıca, tasarrufların milli gelire oranı kriteri de çok önemli. TÜİK’in son raporunda tasarruf oranımız yüzde 25 seviyesinde açıklandı. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerle kıyaslarsak bu düşük bir oran. Tasarruf oranı Çin’de yüzde 49, Hindistan’da yüzde 32, Güney Kore’de yüzde 36, Endonezya’da yüzde 32 seviyelerinde. Ülke olarak gidecek daha çok yolumuz var. Türkiye gibi bir ülkenin, Bireysel Emeklilik fonlarında Gayri Safi Milli Hasılası’nın yarısı kadar bir birikimi tasarruf olarak öngörüyor olması lazım. Ondan uzağız henüz; ama hızla büyüyoruz. Sektörümüz 2016 yılında, fon büyüklüğünde yüzde 27, katılımcı sayısında yüzde 18 büyüdü. Yılbaşında uygulamaya konan Otomatik Katılım sayesinde, kademeli olarak da, 14 milyonun üstünde çalışan sisteme dahil olacak.

Geçen senenin Ekim ayı sonunda sonuçlarını açıkladığımız, ülkemiz dahil Avrupa’nın 9 ülkesini kapsayan Emeklilik Dönemi Tasarruf Açığı araştırmasının ortaya koyduğu gibi; maalesef ülkemiz, GSYİH rakamlarıyla karşılaştırıldığında, yüzde 19’luk bir oranla açığı en yüksek olan ülke. İşte tam bu noktada Otomatik Katılım uygulamasının tasarruf bilincini artırmada ve tasarruf açığını kapatmada önemli bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Bu uygulama, 2013 yılında uygulamaya konan yüzde 25 devlet katkısından sonra, sektörümüzde ikinci bir reformdur.

Bir Çin atasözüne göre; ‘En uzun yol, kısa adımlarla başlar.’ Üç aylık sürede, ilk turda 2 milyona yakın kişi adeta tereyağından kıl çeker gibi sisteme dahil edildi. Bu kişilerin çoğu ilk kez sistemle ve bir emeklilik şirketiyle tanıştı. Bunların 1 milyonu da sistemde kalmış gibi gözüküyor. Başka ülkelerde 3-5 yılda hayata geçen bir sistem, Türkiye’de 3-5 ay gibi kısa sürede çok kolay bir şekilde hayata geçirildi. Otomatik Katılım, BES’in büyümesi ve tasarrufların artması için çok önemli.

Ülkemiz maalesef, hem yurtiçi tasarruf ve hem de emeklilik dönemi bireysel tasarruf oranı düşük bir ülke. Ayrıca, sigorta penetrasyon oranı açısından da, Avrupa’ya nazaran henüz yolun başındayız. Ama bu dezavantaj gibi görünen durum aslında ülkemiz için büyük bir fırsat. BES ve yılbaşında uygulamaya konan Otomatik Katılımın tasarruf bilincinin artmasına ve emeklilik dönemi tasarruf açığının kapanmasına çok önemli katkıları olacak. Ayrıca BES fonları sayesinde, ciddi bir yurtiçi tasarruf birikimi de oluşacak.

İlk çeyrek rakamları bize Otomatik Katılım uygulamasının, ilk ayları itibarıyla ülkemizde oldukça iyi bir başlangıç yaptığını gösteriyor. Ama az önce de vurguladığım gibi, daha yolun başındayız. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde yaklaşık 14 milyon kişinin otomatik katılım ile kademeli olarak sisteme dahil olacağını düşünüyoruz. Otomatik Katılım gibi uygulamalar, ülkemiz gibi, bireysel tasarruf açığının ve emeklilik birikimlerinin oldukça düşük bir oranda seyrettiği ve sigorta penetrasyon oranının maalesef Avrupa ortalamasının çok altında olduğu ülkelerde çok önemli bir misyon üstleniyor. İnsanların sisteme olan güveni, inancı kuvvetlendikçe, sistem daha da iyi bir noktaya gelecek. İnsanlar tecrübe ettikçe benimseyecek. Otomatik katılımın uzun vadede iyi noktalara geleceğine inanıyorum.