2021’e merhaba derken umutla bakmak gerek yarınlara…
2021’e merhaba derken umutla bakmak gerek yarınlara…

2021’e merhaba derken umutla bakmak gerek yarınlara…

IMC Brokerlik Genel Müdürü Muhittin Yurt, meslek hayatının başından bu yana sağlık alanında yaşadıklarını, tecrübelerini ve sağlık sigortacılığı hakkında duygu düşüncelerini BEST Dergisi’ne verdiği özel söyleşide dile getirdi.

Sanki daha dün gibi! O yıllarda Fen Fakültesi Matematik Bölümü mezunları için iş yaşamındaki hedef öğretmenlik ve bilgisayar proramcılığı iken ben çok büyük bir heyecanla başka bir sınava girmiştim. T.C. Başbakanlık Sigorta Murakabe Kurulu Başkanlığı Aktüer Yardımcılığı sınavı idi. Yazılı sınavın ardından mülakat vs. derken, 19 Haziran 1991’de Aktüer Yardımcısı kadrosu ile sigortacı olmuştum. O yıllarda sağlık sigortacılığının ismini yeni yeni duyuyorduk. Sayın Abdullah Karacık üstadımızı burada anmak isterim. İlk örnekleri Halk Yaşam Sigorta’da o başlatmıştı. Şimdi bu konuştuklarımızın üzerinden uzun yıllar geçti. Murakabeden sonra özel sektördeki kariyerime 1995 yılında başladım ve o günden bugüne hayat ve ağırlıkla da sağlık sigortacılığı tarafında yer aldım. Sanırım ülkemizdeki sağlık sigortacılığı sürecinin en başından bugüne, neredeyse 30 yıldır birçok rolde bulunmuş bir dinozorum diyebilirim.

Kamu görevimin ardından özel sektördeki profesyonel hayatımda her biri 8‘er yıl süren, iki ayrı sigorta şirketinde yöneticilik yaptım ve o yıllarda hep bir tek konunun önemini anlatmaya çalıştım: “Birey için sağlığın finansmanının alternatifi sağlık sigortasıdır.” Özel veya kamu sağlık hizmeti sunumunun finansmanı için de sağlık sigortacılığının gerekliliği ve önemi çok büyüktür.

Bugün tüm dünya insanları olarak görüyor ve yaşıyoruz ki; doğumdan ölüme geçen ömrümüzde sağlık her şeyden daha değerli. Tabii ki ömrümüz boyunca başımıza gelebilecek her türlü kaza ve hastalıkta da sağlığın finansmanı çok ama çok önemli. Farkında mıyız? Bugünkü gibi pandemi dönemlerinde maddi imkanlarınız olsa dahi sağlık hizmetine erişmekte zorlanabiliyorsunuz...

Bazen geçmişte söylediklerimi sorguluyorum. İnternetteki arama motorları, ne zaman sorsam; son 30 yıl içinden birçok demeç, haber ya da yorumu getiriyor. En çok gururlandığım haberlerden biri de uzun yıllar önce ETS Yönetim Kurulu Başkanı olan bugünlerdeki Sayın Turizm Bakanımız ile yaptığımız basın toplantısı... Turizmde erken rezervasyon kavramını sigorta güvencesine alarak turizm sektörüne yeni bir ufuk açmıştık. 11 yıl önce; 2 Şubat 2010’da.

Hayat fırsat verirse, mesleğimizle ilgili yazacağım çok uzun bir öykü var. Ama bugün bu kadar yoğun yaşanmışlık ve etkin tecrübelerle bayrağı biraz daha yukarıya taşımaya çalışıyorum. Sağlık sigortacılığının; ülkemiz için, sektörümüz için, her birimiz için çok değerli ve önemli olduğunu göstermek ve bu alanda ülkenin her ferdine erişmek için tecrübelerimizle elimizden geleni yapmak istiyorum. Nasıl mı?

Ben IMC Brokerlik Genel Müdürü olarak tüm ekip arkadaşlarımla birlikte; erişebildiğim her kuruma ve bireye sağlık sigortasının önemini, poliçe almalarının gereğini ve devamlılığını anlatmaya çalışıyorum. 

Profesyonel hayatımda biriktirdiğim sermaye gücümle ve en önemlisi bilgi ve tecrübelerimle, daha da değerlisi ilişkilerimle; 2013 yılından bu yana sağlık sigortacılığının gelişimine ve tabana yayılmasına bir yatırımcı olarak katkı sağlamaya çalışıyorum. İmece Destek ve Danışmanlık şirketimizle yaptıklarımızı ve yapmak istediklerimizi Yönetici Ortağımız ve Sayın Genel Müdürümüz Ruhsan Topçu BEST Aralık sayınızda ifade etmişti.

İmece Destek; sigorta şirketlerimize sadece TPA hizmeti sunmakla yetinmiyor. Ürün geliştirme ve her türlü projelerine destek olma önceliği ile öne çıkıyor. Sağlık sigortacılığında mevcut rahatsızlıkları teminat altına alacak, 80 yaşına kadar (ilk kez sigortalanmak için) herkesi sağlık sigortası kapsamına alabilecek ürünler geliştiriyor ve sigorta şirketlerimizin pazara sunmasına destek oluyor.

Sayın Genel Müdürümüz Müge Mutludoğan İmece Destek şirketimizin iştiraki olan genç şirketimiz “Affinitybox” ile de dijital pazarlama ve tanıtım faaliyetlerimizi geliştirmeye başladı. Pandemi dönemi ve yeni dünya düzeni gösterdi ki; sosyal medya, sanal dünya, uzaktan satış, dijital pazarlama gibi kavramlar bizim yaşlar için uzak ama yeni kuşak için en önemli mecralar ve olgular.

Affintybox ile dijital sigortacılık konusunda her türlü altyapı ihtiyacını karşılayacak yetkinlikle ülkemizdeki tüm acente ve brokerlere destek sunmaya hazırlanıyoruz. Yönetici Ortağımız ve Sayın Genel Müdürümüz Müge Mutludoğan; ufku, fikri ve hayalleri olan tüm kanallar için her türlü desteğe hazır teknolojik çözümlerle, dijital ajans ve dijital pazarlama şirketi olarak servis sunmaya hazır.

Biz diyoruz ki; sağlık sigortacılığında sigorta güvencesine alınamayacak hiçbir risk yoktur. Riski nasıl ele aldığınız önemlidir. Her malın bir fiyatı olduğu gibi her hizmetin de bir fiyatı vardır.  Her bireyin bütçesine uygun ürünler geliştirerek, sağlık hizmetinin finansmanına yönelik çözümler üreterek geniş kitleleri sağlık sigortası güvencesi altına almayı önceliklendirdik. Bu kapsamda sürdürdüğümüz çalışmaları sonuçlandırarak 2020’nin son ayında faaliyete başladık. Mevcut her türlü hastalığı teminat kapsamına alan bekleme süresiz yeni bir TSS ürününü hayata geçirdik. Bu yeni ürünümüz ile  2021 yılında, tamamı yeni müşteri olacak Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçeleri ile sektörümüze 250 milyon TL’den fazla prim hacmi yaratacağımızı öngörüyorum. Bu sürecin de tamamlanması ile çok büyük heyecanla 2021 yılını karşılayan ailemizdeki her biri çok değerli çalışma arkadaşlarımızın sayısı da 100 kişiyi aştı. Sağlık sigortacılığının en önemli bileşenlerinden biri; özel hastaneler. Sektörün gelişimi için sağlık hizmeti sunucuları ile yapılacak iş birlikleri hayati önemde. Sonuçta satılan poliçelerin primlerini belirleyen bu kurumlardaki hasar/tazminat maliyetleri yani sağlık hizmeti bedelleridir. Sektörümüzün değerli oyuncularının yaptıkları anlaşmalar ile poliçe sahiplerine sundukları anlaşmalı kurumlardaki sağlık hizmeti maliyetleri poliçenin ana maliyet kalemidir. İşte tam bu noktadaki süreçler sektörümüz için çok önemlidir. Anlaşmalı kurum kontratlarının içeriği konusunda yıllardır çözülemeyen sorunlar bulunuyor. Bizler Sn. Genel Müdürümüz Ruhsan hanımın hastane tarafındaki tecrübelerini de ailemizin içine kattığımızda gördük ki; Hastaneci-Sigortacı olarak bir ortak dil geliştirmeliyiz. Bunu başarabildiğimizde de sektörümüzün gelişmesi için yapılabilecek birçok iş ve fırsat var. Ülkemizin en önemli sağlık hizmeti sunucularından birinden gelen talep ile bu konuda da katkı yaratabileceğimize inandık.

Tam burada sektörümüz adına üzüldüğüm bir konuyu paylaşmak isterim. 30 yıldır içinde bulunduğum sektörümüzdeki önemli bir yanılgıyla daha bu sürecin başında yeniden karşılaştım. Adına rekabet diyorlar! Rekabet bir yarıştır. Etik ve akıllı her rekabet kaliteyi arttırıır. Pazarın büyümesini sağlar. Bizler bulunduğumuz rollerdeki kurumsal ve şahsi menfaatlerimizin önceliği kadar sektörel ve bütünsel gerçeklere uygun ortak menfaatleri de önemsemeli ve hatta önceliklendirmeliyiz. 6 yıl boyunca Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği yaptığım dönemde de bunu gönülden savundum ve yaptım. 

8 yıla yakın zamandır brokerlik yapıyorum. Profesyonel hayatımdaki kariyerim boyunca onlarca broker ve yüzlerce acente ile çalıştım. Bugün açıkca söylüyorum ki; son 8 yıl içinde herhangi biri ile hiç karşı karşıya olmadım. Ticari rekabet içinde olmamaya özel hassasiyet gösterdim. İnovatif projeler ve yeni müşteriler ile işlerimizi büyütme önceliğinde olduk. Birçok acente ya da broker dostumuzun işlerinde ihtiyaç duydukları her türlü desteği vermeye özen gösterdik. Ülkemizin en büyük sağlık hizmeti sunucularından birinin yöneticisi; sigorta sektörü ile olan iletişimi İmece Destek ve Danışmanlık şirketinin desteğini alarak yönetmek istedi. Bunu meslektaşlarımız ile ortak dilde konuşabilme tecrübemizin önemini dikkate alarak yapmak istedi. 

Çok ama çok şaşkın ve üzgünüm ki; sektörümüz bunu bir haksız rekabet algısı olarak dikkate alıp tavır gösterdi ve bu süreç başlamadan sonlandı. Bu arada ben bile belki aynı hatayı yaparak ‘sektörümüz’ diyorum! Eminim ve biliyorum ki sektörümüzün birçok oyuncusunun farkında bile olmadığı bir süreçti. O yüzden haksızlık yapmayayım. Sözüm kendini bilen muhataplarıma... Ne olur, işimizi  kişisel menfaatlerimizden, ekonomik kaygılarımızdan, bulunduğumuz koltuklarda kalabilme hırslarımızdan ve egolarımızdan bağımsız yapalım. Önce ülkemize, sonra sektörümüze ve sonra bulunduğumuz rollerimize olan faydaları önemseyelim. Tabii ki boş işlerle meşgul olarak zamanı tüketmek yerine, bu kubbede hangi hoş sedayı bırakabiliriz diye düşünerek işimize bakalım...

Sigorta Denetleme Kurulu’ndan özel sektöre geçen bir yönetici arkadaşıma ilk gün söylediğim bir şeyi ifade etmek isterim: Özel sektörde performans çok önemli. Ama bence başardım demek istiyorsan, arkana baktığında bir öykün olsun! Sektöre şu işi kazandırdım, şu uygulamayı getirdim, şu ürünü geliştirdim vb. diyebileceğin bir hikaye yaratmaya odaklan. Bir iz bırak....

Biz ülkemize inanıyor ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Bizim mesleğimiz; sosyal sorumluluk ve bilinçle yapılması gereken bir meslek...

Sağlık sigortacılığı ve sağlığın finansmanına yönelik her türlü yenilikçi çözüm ve geliştirme, bizden sonraki kuşaklar için bırakacağımız en önemli miras olacaktır...