Bireysel Emeklilik Sistemi değişen süreçlere adapte olmaya çalışıyor
Bireysel Emeklilik Sistemi değişen süreçlere adapte olmaya çalışıyor

Bireysel Emeklilik Sistemi değişen süreçlere adapte olmaya çalışıyor

Bireysel Emeklilik Sistemi, hayata geçtiği 2003 yılından bu yana birçok yönetmelik ve uygulama değişikliği yaşayarak günümüzde olduğu şekline ulaştı. Özellikle zorunlu BES olarak bilinen Otomatik Katılım Sistemi’nin hayata geçmesi BES süreçlerini şekillendiren önemli süreçlerin başında gelirken, sistemde halen planlanan bazı değişikliklerin de olabileceği söyleniyor. Tüm bu süreçler, hem katılımcı hem de şirketler bazında sistemi yeniden organize ediyor.

Gönüllü BES olarak da bilinen Bireysel Emeklilik Sistemi’nde önemli değişiklikler yaşanıyor ve sistem sürekli bir dinamizm halinde şekillenmeye devam ediyor. En son Otomatik Katılım Sistemi’nin de hayata geçirilmesi ile sistemde önemli değişiklikler yaşanmıştı. Bu süreç itibariyle otomatik katılımda yaşanan her değişiklik bireysel emekliliği etkilemeye ve şekillendirmeye başladı. OKS’de en son 27 Aralık 2018 tarihinde “ “zorunlu geri dönüş süresi”, “otomatik olarak yeniden sisteme dâhil edilme süresi” veya “otomatik katılım süresi olarak ifade edilen süre 2 yıl iken, bu süre 3 yıla uzatılmıştı.

Otomatik katılımın hayata geçmesi ve BES’te yaşanan diğer sistemsel değişimler gönüllü BES alanında olumsuz sonuçlar da doğurabiliyor. Ancak BES, özel emeklilik sistemleri içerisinde halen en fazla katılımcı sayısı ve fon tutarını elinde bulunduruyor. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin 19 Nisan tarihli verilerine göre BES’te toplam fon büyüklüğü 93,9 milyar TL iken, toplam katılımcı sayısının da 6,8 milyon kişiye ulaştığı görülüyor. Bunun yanı sıra zorunlu BES ise 5,7 milyar TL fon büyüklüğüne sahipken, katılımcı sayısı da 5 milyon kişi olarak görülüyor. OKS hayata geçtiğinden bu yana BES’te belirli oranlarda durağanlık yaşandığı da görülüyor.

Geçtiğimiz Nisan ayında BES ile ilgili önemli bir değişiklik daha yapılacağı açıklandı. BES’i büyük oranda etkilemesi beklenen bu değişlik planının ayrıntıları belli olmaya başlıyor. Hazine, tüm paydaşların katılımı ile kıdem tazminatı yeniliği gerçekleştireceklerini ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile entegre kıdem tazminatı fonu kurulacağını söyledi.

Mevcut sistemde bir yıllık çalışmaya karşılık 30 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Kıdem tazminatı fonu kurulduğunda fona işçi ve işveren payı olarak ne kadar kesinti yapılacağı, fonla ilgili tartışma konularının başında geliyor. İşçi tarafı 30 günlük ücretin karşılığı olan kıdem tazminatının aynen devam edebilmesi için fona yüzde 8.3 oranında prim yatırılması gerektiğini savunuyor. İşveren tarafı, oran telaffuz etmemekle birlikte prim tutarının olabildiğince düşük belirlenmesini, çünkü fona yatırılan paranın nemalanacağının da dikkate alınması gerektiğini iddia ediyor. Fonun 2020 yılında hayata geçeceği öngörülüyor.

Daha önce gündeme gelen yasa taslaklarında, mevcut işçilerin çalışmaya devam ettikleri süre boyunca mevcut sistemde kalması öngörüldü. Fon yürürlüğe girdikten sonra yeni işçilerin bu sisteme tabi olması düşünülüyor. Mevcut çalışanların ise yeni işe girdiklerinde fona tabi olmaları öngörülüyor. Birikmiş kıdem tazminatlarının fona aktarılması konusunda daha önce öneriler gündeme geldi. Ancak, işveren kesimi kıdem tazminatının peşin ödenmesi anlamına gelen bu uygulamaya sıcak bakmıyor. Dolayısıyla, mevcut işçilerin birikmiş kıdem tazminatlarının, mevcut işlerinden ayrılıncaya kadar eski sistemde devam etmesi bekleniyor. Mevcut işçiler yeni işe girdiklerinde ise yeni sisteme tabi olacaklar. Sektör yetkilileri yapılan değişiklikler sonrası BES’in bu süreçlere adapte sürecinin uzun olacağı görüşünde.