Image

''Sektör olarak 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 500 milyar TL, 2027 yılında ise 1 trilyon TL fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz''

2021 yılı, Bireysel Emeklilik Sistemi açısından reformların yılı oldu diyebiliriz. Öncelikle katılımcıların bireysel emeklilik fonlarının tamamına ulaşımı ve sistemden daha iyi hizmet alabilmesi için yapılan bir uygulama olan Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu (BEFAS) hayatımıza girdi.


Emeklilik yatırım fonlarında yapılan yönetmelik değişikliğine göre Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından BEFAS’ta işlem görecek başka şirketlerin kurucusu olduğu fonların, belirlenen emeklilik planlarına dahil edilerek katılımcılara sunulması zorunlu hale getirildi. Bu kapsamda sunulacak fonların alım satımı; Takasbank tarafından, SPK'nın ve kurumun uygun görüşü alınarak belirlenen uygulama esasları çerçevesinde BEFAS üzerinden gerçekleştirilmeye başlandı. Fonlar arasında adil bir rekabet sağlayacak bu uygulama ile katılımcılar, sektördeki ilgilendiği ve kendine hitap ettiğini düşündüğü tüm emeklilik fonlarını seçebilme imkânı yakaladı. Bununla birlikte sektör olarak uzun zamandır beklediğimiz 18 yaş altı bireylerin sisteme katılmasının önündeki engeller kaldırıldı. Bu sayede sistemin yaygınlığının artacağını ve özellikle tasarruf alışkanlıklarının erken yaşta kazanılabileceğini öngörüyorduk. Nitekim sektörün ulaştığı rakamlar, bu öngörülerimizi destekler nitelikte.

Türkiye’de bireylerin tasarruf alışkanlıklarına ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan Bireysel Emeklilik Sistemi, hâlihazırda yüzde 25 devlet katkısı modeli ile hiçbir yatırım aracında olmayan önemli bir teşvik mekanizmasına sahipti. Son dönemde yapılan değişiklikle devlet katkısının beş puanlık artışla yüzde 30’a yükseltilmesini, sektörümüzün ve sistemin gelişimi açısından oldukça değerli buluyoruz. Emeklilik sisteminin en büyük teşvik edicilerinden olan ve getirilerin üzerine hak edişlerle gelen devlet katkısı oranının yüzde 30’a çıkarılması, katılımcıların daha iyi birikim yapmalarını sağlayacak bir düzenleme oldu. 2022 yılı için açıklanan 5.004 TL brüt asgari ücret tutarı üzerinden hesaplandığında, bir katılımcının devlet katkısından yararlanacağı yıllık üst limit 18 bin TL’ye yükseldi. Bireysel emeklilik ve otomatik katılım sözleşmelerine de ayrı ayrı devlet katkısı verildiği için hem bireysel emeklilik hem de otomatik katılım siteminden faydalanan katılımcılar, 36 bin TL’ye kadar çıkabilen devlet katkısı ile karşılaşacak. Böylece BES’te verilen devlet katkısı üst limiti, yıllık toplam brüt asgari ücret tutarının iki katının yüzde 30’u düzeyine kadar ulaşabiliyor.

Sistemdeki önemli değişikliklerden biri de avans uygulaması. BES’te devletin hedefi uzun vadeli tasarruf olduğu için sistemde 10 yıl ve 56 yaşına kadar kalanlar devlet katkısının tümünü hak ediyordu. İlk 3 yılın sonunda çıkanlar devlet katkısının yüzde 15’ini, 6 yılını dolduranlar yüzde 35’ini, 10 yılını doldurup 56 yaşını doldurmayanlar ise yüzde 60’ını almaya hak kazanıyordu. Ancak yeni düzenleme ile konut alımı, evlilik, sağlık, iş kurma ve bedelli askerlik gibi hallerde ihtiyacı karşılamak için BES’te biriken paranın yüzde 50’sine kadar avans alınabilecek. Devlet katkısı hesabındaki tutardan da avans tutarının yüzde 25’ine kadar ödeme yapılabilecek. Bir diğer yenilik ise 45 yaşın üzerindeki çalışanların, kendi istekleri dahilinde otomatik BES’e katılabilecek olması.

Son düzenlemeler ile toplumda güvenirliliği kanıtlanmış olan Bireysel Emeklilik Sistemi’nin bir taraftan yurtiçi tasarrufların en büyüğü olma yolculuğu güçlenirken, diğer taraftan Türkiye’nin emeklilik sistemi geleceğine yönelik emin adımlarla yürüyor.

Allianz’ın 2020 yılında yayımladığı "Global Emeklilik Raporu" da aslında bu düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymuştu. Rapora göre; önümüzdeki 10-20 yıllık dönemde İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya gelen kuşak topluca emekli olurken, sosyal güvenlik sistemi ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalacak. Raporda, “Dünyanın en güçlü emeklilik sistemleri” sıralamasında 42’inci sırada olan Türkiye ile ilgili; yaşlı nüfusun çalışan nüfusa oranının 30 yıllık dönemde neredeyse 3 katına çıkacağı, bu nedenle emeklilik reformunun şart olduğu görüşü savunulmuştu. 

Geçtiğimiz yıllarda TSB tarafından yapılan bir araştırmaya göre BES katılımcılarının yüzde 50’sinin BES dışında bir tasarrufu bulunmuyor. Gittikçe yaşlanan ülke nüfusumuz ve uzayan insan ömrü de dikkate alındığında Bireysel Emeklilik Sistemi’nin, Türkiye’nin ihtiyacı olan en önemli ekonomik kalkınma araçlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla hem mevcut katılımcıların sistemden maksimum yararı sağlayabilmesi hem de yeni katılımcıların BES ile buluşması adına devlet katkısı oranının artırılması ülkemizin geleceği için önemli bir katalizör görevi üstlenecektir. Yüzde 30 oranındaki devlet katkısının,yüksek enflasyon ile mücadele edeceğimiz bir yılda fon getirilerinin son yıllarda sergilediği başarılı performansa da katkı sunacağını düşünüyoruz. Asgari ücretin artışından doğan devlet katkısından faydalanma limitinin de arttığını düşündüğümüzde yüzde 30’luk katkı, önümüzdeki yıllarda katılımcıların ve dolayısıyla sektörün birikimini büyütecek, aynı zamanda birikim iştahını artıracaktır. Yine toplu katkı payı ödemelerinde, takip eden yıllarda devlet katkısı verilmesi önümüzdeki yıl da katılımcıların arafon ilgilerini artıracaktır.

18 yaş altının sisteme dâhil edilebilmesinin yanı sıra Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki fonların tüm katılımcılara açılması ile katılımcılar, bankacılık yatırım fonlarına benzer şekilde derinleşen ve çeşitlenen bireysel emeklilik fon sisteminden yenilikçi ve rekabetçi fonlara yatırım imkânı bulmuş oldu.

Yeniliklerden yüzde 30 devlet katkısı ve toplu katkı payı ödemelerinde takip eden yıllarda devlet katkısının verilmesi potansiyel yeni katılımcıların ilgisini çekecek olsa da; çeşitli ihtiyaçlar nedeniyle bireysel emeklilik hesaplarından kısmı çıkışa izin verecek düzenlemenin nasıl etkileyeceğini hep beraber göreceğiz. Detaylı mevzuattaki kriterler ile burada nasıl bir etkinin olacağını söylemek mümkün olacaktır.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nin Türkiye’deki en önemli yatırım araçlarından biri haline dönüşeceğini ve gelecekte yurt içi tasarrufların en büyüğü olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla, çıkışlar belli bir oranda devam etse de; yeni girişler artacaktır. 2013 yılından bu yana uygulanan devlet katkısı ile BES, 250 milyar lirayı aşkın fon büyüklüğüne ve 13 milyona yakın katılımcıya erişti. Sektör olarak 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 500 milyar TL,  2027 yılında ise 1 trilyon TL fon büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. 18 yaş altı BES’te ise, bu yıl sonu itibarıyla 1 milyon sayısına ulaşmayı bekliyoruz.

Allianz Türkiye olarak da katılımcılarınızın bize olan güveninin karşılığını, geçmişte olduğu gibi gelecekte de vermeye devam edeceğiz. Allianz olarak fon yönetimi alanındaki başarılı performansımızla yıllardır fark yaratıyoruz. AkıllıBES isimli robotik teknoloji altyapısına sahip uygulamamız sayesinde de müşterilerimizin bireysel emeklilik birikimlerine, ihtiyaçları doğrultusunda değer katıyor ve karmaşık yapılarla uğraşmadan kolayca işlem yapabilmelerini sağlıyoruz. Emeklilik yatırım fonlarının gösterdiği yüksek performans da katılımcıların sistemde kalarak birikimlerini değerlendirmeye devam etmesine neden olacaktır. Emeklilik sisteminin artık yatırım sistemi gibi de değerlendirilmesini sağlayan bu yüksek getiriler, sistemde kalışı uzatırken, sisteme giren varlığı da artıracaktır. Son 1 yılda emeklilik fonları yüzde 36,6 olan yıllık enflasyonun 9 puan üzerinde getiri sağladı. Tüm bu getirilere hizmet eden şeffaf ve dijital iletişimlerle daha çok fonların rekabet ettiği ve varlığı büyütmeye odaklandığımız bir yıl olmasını bekliyoruz. Başta 18 yaş altı bireylerin sisteme dahil olmasının önünü açan ve sistemi geliştirmeye yönelik olarak yapılan yeni regülasyonların pozitif etkilerini de 2022 yılında sektör olarak daha net göreceğimizi düşünüyorum. Kartopu etkisiyle büyümesini beklediğim 18 yaş altı birikimler 2022 yılında da ön plana çıkacaktır.