Image

''İç Anadolu Bölgesinde hem acentelerin hem de sigortalanabilir potansiyele sahip nüfusun gün geçtikçe sigorta bilinci ve gücü açısından pozitif ayrıştığını görüyoruz''

Oldukça geniş bir coğrafi alandan bahsediyoruz. Bölgenin ekonomik, mali ve sigorta satın alma potansiyeli ile illerdeki acente sayıları buradaki gelişimin seyrini etkileyen en önemli unsurlar arasında. Öncelikle İç Anadolu Bölgesine bağlı illeri değerlendirdiğimizde; ilin potansiyeli, nüfusu ve mevcut acente sayılarını kıyasladığımızda İç Anadolu Bölgesi’nde diğer illere oranla daha fazla acente olduğu yorumu yapılabilir.


Bununla beraber Ankara, Eskişehir, Bolu, Nevşehir, Kırşehir ve Kayseri’de de Türkiye ortalamasının üzerinde bir oranda sigortalanma oranın olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla acentelerin bu illerde önemli bir gelişime ön ayak oldukları ve sigorta farkındalığına katkı sunduklarına inanıyoruz. Bu da bize İç Anadolu Bölgesinde hem acentelerin hem de sigortalanabilir potansiyele sahip nüfusun gün geçtikçe sigorta bilinci ve gücü açısından pozitif ayrıştığını gösteriyor.

Özellikle branş bazında oto kaza, konut ve işyeri poliçeleri dışında da bazı acentelerimiz başta mühendislik branşı olmak üzere, endüstriyel riskler için de bilgi ve deneyim anlamında çok güçlüler. Geçmişten gelen taahhüt firmalarının özellikle Ankara başta olmak üzere fiziki konumlanmaları, buradaki talepler ve taleplerin karşılanması nedeni ile doğal süreç içinde birçok acente kendini mühendislik branşında geliştirebiliyor.

İç Anadolu Bölgesi’ndeki illerde, hem kurumsal işler için hem de bireysel işler için potansiyel oldukça yüksek. Ankara’yı özel olarak ele almak gerekirse; konumu, başkentimiz olması ve diğer illere oranla memur çalışan ağırlıklı demografik yapısının da değerlendirilmesi gerekir. Bu konu da bireysel potansiyelin gelişimine ciddi olanak sağlıyor. Eskişehir, Kayseri, Konya endüstriyel potansiyeli oldukça yüksek olan, yatırım yapılan, gelişime açık, bunun için de gelir seviyesi birçok ile kıyasla yüksek olan iller. Bu da potansiyeli artırıyor.

Bölgede 600’ün üzerinde acentemiz bulunuyor. Toplam üretimlerimizin ortalama olarak beşte birinden fazlasının İç Anadolu Bölgesi’ndeki acentelerimizden geldiğini söyleyebiliriz.

Bölgede sigorta satın alma potansiyeli olan nüfusa göre, sigorta satın alma oranı en yüksek illerine baktığımız takdirde; Ankara %21, Bolu %20, Eskişehir %18.5, Nevşehir %16.5, Kırşehir %15.5, Kayseri ve Çorum %15, Konya ve Karabük %14, Çankırı ve Kırıkkale %13, Yozgat, Aksaray ve Niğde %12 seviyelerinde.

Tüm illerde öncelikli tercih edilen branşlar oto kaza ürünleri. Bu ürünleri takiben yangın ve özellikle son yıllarda talebin hızla arttığı sağlık branşı acentelerimizin sigortalılarımızı en çok yönlendirdiği ürünler. Bu noktada hem şirket olarak stratejik öncelik verdiğimiz hem de acentelerimiz ve sigortalılarımıza uygun seçenekler sunarak onları elimizden geldiğince desteklediğimiz alanlarda büyüdüğümüzü görmek sevindirici.

Büyük şehirler dışındaki illerde sigorta satın alma oranının düştüğünü görüyoruz. Büyük şehirleri merkez alırsak, merkezlerin dışındaki il acentelerinin ortalama gelir kalemlerini yükseltecek branşlara yönelmeyi en önemli gelişim alanı olarak görüyorum. Çünkü sadece sigortalının ihtiyacını sigortalının talep ettiği branşlarla sağlayan, ayrıca yine bu branşlarda rekabetin en zorlayıcı yüzüyle karşılaşan acente, muhtemelen motivasyon açısından da bir noktaya gelmekte güçlük çekiyor. Maalesef küçük ve orta ölçekli acenteler bu nedenle sektörden uzaklaşıyor ya da rekabetçi baskılara dayanmakta ciddi zorluk çekiyor. Tabii bu çok yönlü bir süreç, mutlaka hem kamu otoritesi hem de şirketler olarak hepimizin bu noktada acente ve müşterilerimiz açısından hem yol gösterici hem de destekleyici olmamız her zaman olduğu gibi önem taşımaya devam ediyor.

Bölgenin sigortacılık pazar payını büyütebilmek en büyük beklentimiz olmalı. Sigortalanmayan nüfusa ulaşmak çok önemli. Acentelerde hem ürün bilgisini geliştirmek hatta branşlaşmak ve satış tarafında da bilgi ve tecrübesi ile konumlanarak sigortacılığı meslek olarak edinmiş insan gücünün artması ile yenileme oranı yüksek ürünler başta olmak üzere pazar payımızı arttırabilir, bu şekilde de sürdürülebilir gelir sağlayarak hem acentelerimizin bu mesleğe en yüksek şekilde aidiyetini hem de sigortalılarımıza sunduğumuz hizmeti üst seviyeye çıkarabiliriz.