Altın Fonları Emeklilikte Parlıyor: Reel Getiri %20’yi Aştı
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), son aylarda artan fon büyüklüğü ve güçlü performansıyla yatırımcının yeniden odağına girdi. Özellikle kıymetli maden fonları, yüksek enflasyon dönemlerinde yatırımcısına hem güvenli liman hem de yüksek getiri sunarak sistemin en çok kazandıran bileşeni oldu. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 1 Eylül–9 Ekim 2025 döneminde Altın Fonları yüzde 24 nominal getiriyle tüm fon türleri arasında zirvede yer aldı. Aynı dönemde TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranı yüzde 3,23 olarak gerçekleşti. Basit reel getiri formülüne göre, altın fonlarının yatırımcısına sağladığı yaklaşık yüzde 20,8’lik reel kazanç, piyasadaki en yüksek performans olarak kayıtlara geçti.
Bu tablo, Türkiye’de geleneksel olarak tercih edilen “yastık altı” birikim alışkanlıklarının yerini, kayıtlı ve profesyonel yatırım anlayışına bırakmaya başladığını da gösteriyor. Uzmanlara göre, bireylerin altınlarını evde ya da kasada saklamak yerine BES fonları aracılığıyla değerlendirmesi, hem varlıkların değerini koruma hem de ekonomiye kaynak kazandırma açısından büyük önem taşıyor. Çünkü bireysel emeklilik sisteminde altın yatırımı yapan bir kişi, sadece tasarrufunu artırmakla kalmıyor; aynı zamanda fon yöneticilerinin profesyonel stratejilerinden, ölçek ekonomisinden ve devlet katkısından da faydalanıyor.
BES’teki %30 devlet katkısı uygulaması, yatırımcının fon büyüklüğünü doğrudan artırırken, sistemin uzun vadeli tasarruf aracı olarak cazibesini güçlendiriyor. Ayrıca fonların şeffaf yapısı, düzenli raporlama sistemi ve katılımcıya sunulan likidite imkânları, yastık altı birikimin sağlayamayacağı güven ve sürdürülebilirliği beraberinde getiriyor. Kıymetli maden fonları bu yönüyle, hem enflasyona karşı koruma sağlayan hem de sistemli kazanç üreten bir yatırım modeli sunuyor.
Bugün BES toplam fon büyüklüğü 2 trilyon TL’ye yaklaşırken, altın ve kıymetli maden fonlarının payı hızla büyüyor. Bu büyüme, bireylerin sadece geleceğini garanti altına alma çabasını değil, aynı zamanda finansal sisteme duyulan güvenin artışını da yansıtıyor. Ekonomistler, bu eğilimin önümüzdeki dönemde tasarruf oranlarını kalıcı biçimde yükselteceğini, fon piyasalarına yeni sermaye akışı sağlayacağını ve ekonomide atıl duran varlıkların sisteme kazandırılmasına zemin hazırlayacağını belirtiyor.
Altın fonlarının yükselişi, Türkiye’de finansal farkındalığın ve kayıtlı birikim bilincinin güçlendiğinin en somut göstergesi olarak değerlendiriliyor. Artık “yastık altı” değil, fon portföyü konuşuluyor.


website.gif)
.gif)











“Altın fonlarındaki net getiriler alternatiflerinin üzerinde kalırken aynı zamanda gram altındaki yüzde 85,8 yükselişin üzerinde kalarak iyi bir performans sergiledi.”
20.11.2025