Satış Ofisinden Operasyon Merkezine: Acentelerin Yeni Yüzü

Acenteler, satışa odaklanmak isterken artan operasyonel sorumluluklarla karşı karşıya. Bu dengeyi kurmak, sektörün sürdürülebilir büyümesi için kritik önemde.

Sigorta sektöründe acenteler artık yalnızca satış yapan birer aracı değil; aynı zamanda danışmanlık, operasyon yönetimi ve müşteri ilişkileri alanlarında da aktif rol oynayan çok yönlü ofisler haline geldi. Artan işlem hacmi, çeşitlenen ürünler ve müşteri taleplerindeki dönüşüm, acente ofislerinin işleyişine de doğrudan yansıyor.

Poliçe teklifinden tahsilat takibine, yenilemeden evrak yüklemeye kadar birçok sürecin sorumluluğunu taşıyan acenteler, çoğu zaman operasyonel işlerin yoğunluğu nedeniyle satışa yeterince zaman ayıramadıklarını ifade ediyor. Örneğin, aynı anda hem trafik poliçesi teklifi hazırlayıp hem eksper sürecini takip eden, bir yandan da yenileme dönemindeki müşterilere ulaşmaya çalışan acentelerin günlük temposu oldukça yüksek.

Bölgesel acentelerden biri şunları söylüyor: “Günde onlarca telefona cevap veriyorum. Bir yandan belge eksikleriyle ilgileniyorum, diğer yandan yeni teklif taleplerine dönüş yapmaya çalışıyorum. Satışa zaman kalmıyor. Oysa en çok odaklanmak istediğim yer burası.” Ancak bu tablo, acenteler için yalnızca zorluk değil, aynı zamanda profesyonelleşme fırsatı da sunuyor. Dijital araçlar, otomasyon sistemleri ve merkezi destek hizmetleri, operasyonel süreçleri daha verimli hale getirme potansiyeli taşıyor. Birçok sigorta şirketi de bu noktada acentelerinin yükünü hafifletmeye ve daha fazla destek sunmaya odaklanmış durumda. Özellikle müşterilere daha hızlı hizmet verebilmek için devreye alınan mobil uygulamalar ve online teklif sistemleri, acentelerin işlerini kolaylaştırıyor. Ayrıca, bazı acenteler operasyonel işlerde dış kaynak kullanarak satışa daha fazla odaklanma imkanı yaratıyor.

Bu dönüşüm sürecinde en çok öne çıkan ihtiyaç, zaman yönetimi. Acenteler, satışa daha fazla vakit ayırabilmek için süreçlerin sadeleştirilmesini, sistemsel entegrasyonların artırılmasını ve karşılıklı iş birliği kültürünün güçlenmesini önemsiyor.

Değişen pazar dinamikleri içinde acentelerin rolü daha da kritik hale gelirken, bu dönemi fırsata çevirmek ise şirket ve acente iş birliğiyle mümkün görünüyor.